10 Aralık 2009 Perşembe
KELİMELERİMİ ÜFLÜYORUM AVUCUMUN İÇİNE
4 Aralık 2009 Cuma
AYDINLIĞIMA
30 Kasım 2009 Pazartesi
GİTME KAL DESEM?

yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
27 Kasım 2009 Cuma
DOST TADINDA BAYRAMLARA.....
25 Kasım 2009 Çarşamba
ÇARESİZLİK (ÇAREBENDESİZLİK)
HASRET - Nazım Hikmet RAN
Yükleyen saklicennet. - Özgün ve yaratıcı web videolarını izle.
24 Kasım 2009 Salı
21 Kasım 2009 Cumartesi
TÜM DOSTLARA SONSUZ TEŞEKKÜRLER

18 Kasım 2009 Çarşamba
İDEAAAA GELDİ :) MASKE TAKIN BLOĞA GELMEDEN ÖNCE :)
Cuma gününden başlayacağım anlatmaya. Bu arada kelimeler arası anlamsızlık ve yazım yanlışı olursa affola zira serumdan ve iğneden delik deşik olmuş olan kollarım hala halsiz ve yorgun. Cuma akşamı her zaman yaptığımız gibi çocukları uğurlarken bölüm şefimiz acil işi çıktığı için aniden çıktı. Ardından bir telefon geldi. Şefimiz olmadığı için telefon bana yönlendirildi. Ben de çocukları uğurladığım için sonra aramasını rica ettim. Ve yardımcı bayan personel kolumdan tutup kulağıma eğilerek '' K.... domuz gribi olmuş, velileri bilgilendirecekmişsiniz. O an ne düşüneceğim ne söyleyeceğim bilemedim. Diğer öğretmen arkadaşım velilerin önünde bağırarak söyleyemeye başlayınca ''bir sus şefe söyleyelim bakalım ne diyecek'' ben velimi ararken kendisinden de şefi aramısını istedim. velimin söylediklerini aynen yazıyorum;
-K.... domuz giribi demişsiniz doğru mudur bu bilgi?
**Evet doğrudur.
-Ne yapılmalı bu konuda?
**Büyütülecek bişey yok. Herkes geçirecek bu hastalığı.
-Nasıl yani?
**Bu mikrop engellenemeyecek ve hızla yayılacak büyütülecek bişey değil.
-Peki ben sizi daha sonra tekrardan ararım.
Diğer öğretmen arkadaşımda aynı anda yüzü sorgulu ve endişeli şekilde kapattı telefonu.
***Velilere yok böyle bişey diyecekmişiz. Telaşlandırmayacak mışız.
-Nasıl olur bunu nasıl yaparız. Çocuğun Annesi var diyor.
***Bilmem şef öyle söylüyor.
-Ben saklayamam bunu sorumluluğunu almam üzerime. Bak öğlen E.... de ateşlenip eve yolladım.
***Söyleyelim velilere.
-Tamam.
((Bu konuşmaya bakınca şimdi insan hayatı hakkında kararların birilerinin ağzından çıkacak olan evet ya da hayıra bağlı kalıyor oluşu ne kötü bir durum demek geldi içimden. Oysa birincil görevimiz İNSANLIK olarak birbirimizin hakkı olan YAŞAM hakkını düşünmek olmalı bize öğretilmesi gereken değer öncelikli olarak "İNSAN YAŞAMINA" saygı olmalı. Basite indirilmemeli!)
Şefimiz dönüp geliyor okula elimize veli listemizi verip tüm velileri arayıp böyle bişey yok diyeceksiniz diyerek çekip gidiyor. Çok şükür ki diğer öğretmen arkadaşımda vicdan sahibi bir kişilik olduğu için biz bize söylenenin tam tersini yaptık. Bir gün sonra tüm çocuklar ateşten karın ağrısından şikayetle doktora götürülmüşler. Tabi tek tek veliler tarafından aranıyorum bu olaylar esnasında. İnsanın elinden bişey gelmemesi çok kötü bir durum. Bir de üzerine bilinçsizlik gelince tamamen yıkılma oluyor moralde. Cumartesi gününü telefon trafiği ile geçirdikten sonra pazar günü dersaneme gittim. Öğleden sonra üç gibi çok şiddetli üşüme, titreme, başağrısı, mide bulantısı, halsizlik başladı o gece bütün bir gece titreyerek uyumuşum. Sabah olunca bilincimin yerine gelmediğini gören Ailem hemen hastaneye götürmüşler. Doktor acil gözetim altına alınmam gerektiğini söyleyip girişimi yaptırıyor. Bu aralarda bende film kopuk olduğu için Annemin anlattıklarını aktarıyorum. Kollarımın birine serum bağlarlarken diğerinden kan alıyorlarmış tahliller için. O gece 40 derece ateşe yakınmış ateşim. Pamuk ve soğuk su ile ateşimi düşürmeye çalışmışlar tüm gece boyunca. Bunun üstüne Annem durumuma göre telefonuma tek tek cevap verip bir bir açıklama yapmış arayanlara. Hayret ettim normalde panik yapardı bu gibi durumlarda. Şimdi sorunca cevabı şu oldu. ''Telefonun olmasaydı ve sadece senle kalsaydım işte o zaman o gece geçmezdi bana. Sağolsunlar bana öylesine güç verdiler ki, hepsinden Allah razı olsun'' diyor. Kısaca bende burada çok kısada olsa bişey belirtmek istiyorum konu şu an sağlık olduğu için bu yazıya öncelik verdim. Ama asıl yazım bu bilgi yazısından sonra olacak. Ne kadar teşekkür etsem azdır sizlere. Şimdilik bunu söylüyorum ve devam ediyorum. Ateşin sıtmanın dışında bulantı ve kusmada hakimmiş. Serumlardan bir iki saat sonra ilaç tedavisine başlamışlar şimdi sadece bir kaç harfini verdiğim ilaç kullanılıyor bu vakka için. T.M.F.U
Bu zor gecenin ardından sabah biraz daha iyi kalktım. En azından bilincim yerindeydi. Bu arada unutmuşum yazmayı boğazda yanma,öksürükte vardı. Ki şuan hala devam ediyorlar. Sanırım bu yazıyı çok uzun sürede yazdım. Yaz-dinlen. Dinlen-yaz ancak bu kadar oluyor. Sormak istediğiniz bişey olursa elimden geldiği kadar yazmaya çalışırım unutmuş olduğum bişeyler olabilir. Kötü de olsa deneyim deneyimdir diyerek paylaşmak istedim. Şimdilik gideyim ben. Sonra yine gelirim. Aaaa çok pardon en önemlisini unuttum okul diyaloğunu yazma sebebimi söylemeyi unuttum onu yazmamın sebebi kesinlikle ve kesinlikle "KİMSEYE GÜVENMEYİN VE ÖNLEMİNİZİ ALIN"dır.
Evet bu gribi herkes geçirecekmiş malesef. Aralık ve Ocak ayında daha zor ve yoğun geçeceği tespit edilmiş sağlık uzmanları tarafından. Ölçülen değer beşbinin altında çıkarsa tahlilde, tehlike yok. Eğer beşbinin üzerinde çıkarsa (benim gibi) tehlikeli ve riskli ve söylendiği gibi başka hastalığı varsa öldürür düşüncesi küllüyen yalan. Yok öyle bişey. Ölüm tek tip bu hastalıkta İHMAL ve İLGİSİZLİK.
Eksik bişeyler kaldıysa dediğim gibi cevaplarım.
17 Kasım 2009 Salı
İdea evde, dinleniyor...
İdea ile en son 30 dk. önce yaptığımız tel. görüşmesinde bana daha iyi olduğunu belirtti nihayet. Şu an hastanede değil, çünkü bulunduğu odaya ağır bir vaka getirdikleri için (aynı virüsten) İdea eve gitmek istemiş ve de şu an evinde. Dinleniyor, yine aynı özenle ilaçlarını da kullanıyor tabii ki.
Sesi düne göre daha iyi, ama bir de o öksürük krizleri kesilse çok daha iyi olacak :(
Evet son haberler bunlar.
Herbirinize sevgili arkadaşımın adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum, ona öylesine büyük güç veriyorsunuz ki tarifi zor bu duygunun.
Sağolun arkadaşlar... Sağlıcakla kalın...
PaNDoRa
İdea'dan mesaj varrrrr....
Dualarınız ve sevginiz sayesinde bugün biraz daha iyiyim. Dostluğunuz ve yanımda olduğunuz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum" dedi İdea'cık kısa mesajla...
Sabahda telefonda konuştuk sesi biraz daha iyi geliyordu. Umarım en kısa zamanda atlatacak ve aramıza dönecek... Yeni gelişmelerden haberdar edeceğim yine...
Sevgi ve dostlukla...
PaNDoRa
16 Kasım 2009 Pazartesi
İdea için iyi dileklere ihtiyacımız var...
Annesi ile görüştüm karantinadaymış, ateşi çok yüksekmiş ve düşürmeye çalışıyorlarmış. Bitkin bir halde yatıyormuş :(((
Cuma günü İdea'nın görev yaptığı okulda panik havası yaşanmıştı. İki çocuk hastalanmış ve bunlara domuz gribi tanısı koyulmuştu. O günden bu yana İdeacık tetikteydi. Şimdi ise malesef, o da bu hastalığı taşıyanlar, yaşayanlar ve tedavisini görenler arasında :(
Bugün kötü bir gündü ve birçok şey üstüste geldi. Bir de İdea'mın olayı. Ama o çok dirençlidir, elbette ki en kısa zamanda atlatacak ve geldiği gibi "bana birşey olmaz bee, ne sandınız siz beni" şeklinde yazılarını yazacak.
Şimdi ben herkesten İdea'mız için iyi dileklerini yollamasını istiyorum, bir an önce iyileşip aramıza dönmesi için...
Merak edip bilgi almak isteyen arkadaşlar bana "pandorablog@hotmail.com" dan ulaşabilirsiniz...
PaNDoRa
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
20:00
Arkadaşlar yarım saat evvel telde görüştük İdea ile. Yoğun ve kötü anlar yaşadığını şimdi biraz hafiflediğini belirtti. Tahlil sonuçları yarın çıkacakmış. Duruma göre hareket edecekler sonrasında da. Haber aldıkça burada bilgi vereceğim. İlgili herkese sonsuz teşekkürler, İdea adına... Pandora
14 Kasım 2009 Cumartesi
..SONLULUK..

10 Kasım 2009 Salı
7 Kasım 2009 Cumartesi
HİSSEDİLMEDEN SÖYLENEN SÖZLERE ÇATIYORUM ...
Hissedilmeden söylenen tüm sözler bütününe dayılanıyorum. Hissedilipte söylenemeyenleri ise başımla selamlıyorum.
3 Kasım 2009 Salı
NESİN

29 Ekim 2009 Perşembe
BEN İNSAN DEĞİLİM


23 Ekim 2009 Cuma
16 Ekim 2009 Cuma
YALAN DÜNYA

13 Ekim 2009 Salı
YALNIZLIK KUTSALDIR PAYLAŞILMAZ
Farid Farjad-Pari Kojae
Yükleyen ahhhmmmettt. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.
Son demlerinde ayaza vuran akşamlar gibi
Elleri toprak kokan sevgiliye
Hoyratça ve tutkuyla bıraktığım köklerimle
sipere sinmiş bakışlarda korku ve kaybedişin bıraktığı hüzün
Tren istasyonu boşluğunda,
Titreyen dudaklarım gibi titriyor şimdi yüreğim.
Üşüyorum,ayazda kalmışlığımla.
Üşüyorum,korkularımla.
Sensizliğimle sardığım bedenim,Ölüm özleminde.
Tepkisiz ve hareketsiz.
Gelmeyecek günlerin takvimi asılmış boynuma.
Hayallerim asılı duruyor mühürlü saatlerin sarkacında.
Bir sağa,bir sola sallanmıyorlar artık.
Dizboyu batmışlığımla çamurlanmak.
Bu kahrolası dünyada
kirli düşlere oyuncak olan hayatlarımızın
feryadına üşüşen akbabalar leşleşmiş ruhlarıyla sindirdikleri mutluluğu
zafer zannetmenin geçici hevesiyle oynarken,
bir çiçek büyüdü yüreğimde.
Küçücük tomurcuktu kıyamadım koklamaya
Büyümeliydi O.Gonca olup açmalıydı.
Şimdi dönüp bakıyorum ardıma.
Darmadağınık.
Toplamaya gücüm yok.
Yüreğim eskidi,yıprandı.
Kızıl acıların başkentinde bir Nazım,bir ben kaldık.
Omuz omuza vermiş acılarımızı
sararmış yaprakların fosilleşen yanlarıyla sarıp,bağrımıza bastık.
Bir yol boyu yürüyüşler var şimdi,taaa ciğerimde.
Eşkıyanın isyanı gibi,''Çıkalım artık diyor dağlara''.
Güneş,dağların ardından doğar,ve ardında ölür.
Karanlığa çöreklenen YALNIZLIK pusu kurmuşluğuyla
sinsi gülüşünün arasına sıkıştırdığı umutlarım can çekişen ruhum gibi,
kanrevan içinde.
''Bırak'' diyor.''Kanasın.
El sürme''.
Zaman,dağlar bir gün yaralarını.
Sadece küçük bir izi kalır.
Alışırsın onunla yaşamaya.
Yıllar saçlarına aklar bırakır,yüzüne çizgiler.
Bir köşeye çekilip beklesende,Dünya seni beklemez.
Döner,döner,döner.Mecburen unutursun.''

Şimdi gözlerimin kapandığı bir anda kaybolmak istiyorum.
10 Ekim 2009 Cumartesi
9 Ekim 2009 Cuma
BU DANSI BANA LÜTFEDER MİSİN?

3 Ekim 2009 Cumartesi
YÜKSEK TOPUKLARIM
29 Eylül 2009 Salı
VARLIGINLA YOKLUGUN ARASINDA KALMAYACAĞIM ARTIK
YAGMUR_YUREKLİ
28 Eylül 2009 Pazartesi
SEN GELDİN...
YAZAR: OSMAN SAYHAN
YAGMUR_YUREKLİ
DENİZ KIZI ve YOSUN...

Bır bırımızden haberbersız gezıp dolasırdık... takii o gun tesadufen goz goze gelene kadar... Senden once yuregı mantar tutmus , ve o yurege mühür vuran, kımsenın bunu acmayı beceremedıgı bu ınsanı huzura kavusturabılmek ne guzel. Suskundum sen yokken ben...
Aslında ne çok şey söylenir susmalarda... Gerçek kendin olursun; tüm elbiselerinden yoksun çırılçıplak, aynen savunmasız bir bebek gibi... Aracı kullanmadan, kelimelerin bencilliğine yakalanmadan... Böyle susmalarda bulursun bir çok sorunun cevabını... Ve belki de kendini tanırsın. Hatta o müthiş soru var ya, "aşk nedir?"... Onun bile cevabını bulabilirsin ama ifade edemezsin, susarsın!.. Şimdi lal olmus dilimi senınle bırlıkte anlamlı hale getırmek, sonra da hıc susmaksızın bunca yıl ıcımde bırıktırdıgım seylerı konusmak sana...Ne iyi ettınde geldın sevgılı...
Ne iyi ettınde karanlık dunyama ısık oldun..Hoş Geldın, Sefa Getirdin Sevgılı..
Seni Seviyorum..
YAGMUR_YUREKLİ
SENİ ANLATMAMI İSTESELERDİ...
O Derdım...
Yazar : Bilinmiyor
YAGMUR_YUREKLİ
27 Eylül 2009 Pazar
SEBEBSİZ DURUŞUNU SEVİYORUM HAYATIM DA
YAGMUR_YUREKLİ
VAKTİ GELDİĞİNDE GİDECEĞİNİ BİLDİĞİM BİR KADINI SEVİYORUM
ANONIM
YAGMUR _YÜREKLİ
26 Eylül 2009 Cumartesi
YILLARDAN SONRA...

24 Eylül 2009 Perşembe
Matemin rengiyim bugün.SİYAH

23 Eylül 2009 Çarşamba
SERZENDEN MÜTEŞEKKİR DOĞAR MI?
Tanrı'nın yaramaz kızı artık 30 yaşında.Evet evet İDEA artık 30 yaşında.Tanrı bile 30. doğum gününde bayram yaptı,yaşasın büyüyor artık diye :)
Evet doğru büyüyorum artık ben.Yaramazlıklarımı,haylazlıklarımı,çocuk düşlerimi sandığa kilitledim.Rafta bekleyen sorumluluğu,olgunluğu ve gerçeği elime aldım.Şimdilik evirip çeviriyorum.Bir bakıyorum kullanma klavuzu var mı diye :)
''Doğduğum gün ölmek isterim''. sözümü beni tanıyan herkes bilir.Oysa bu doğum günümde YENİDEN DOĞDUM.Mucizelere inanmam.Ya da inanmayı bırakalı çok oldu.Ama o beni bırakmamış inatla geldi yapıştı üzerime.Hala inanamıyorum ya neyse!
Güzel şeyler oluyor hayatımda.Yolunda gidiyor birşeyler.Bunda aldığım kararların etkisimi var bilmiyorum ama yolunda gidiyor işte.
Birgün çok sevmediğim biri demişti ki.Yo yo yanlış okumadınız çok sevmediğim biri evet demişti ki;
''Bişeylerin üzerine geldiğini düşünüyorsan,kaldır başını bak.Büyük ihtimal yanlış şeritte ilerliyorsundur.''
Bu lafından sonra noldu?Çok mu sevdim o'nu?
:)
Serzenlerimden müteşekkirler doğar mı?
Ben doğuracağım :)
İlk teşekkürüm İyikilerimin başında gelen kişi. PANDORA.Sana artık nasıl teşekküredeceğimi bilemiyorum ki ben.Yavan geliyordur sana teşekkür kelimesi.30 yaşın bana getirdiklerinden birisin işte sende :) cici 30 yaş ciciiiiiii :) seviyorum seni biliyorsun.
Ve KAROSHİ;
:) İçten yaşamın yansıdığı bir beyaz kağıt gibisin mürekkep lekesi ile kirlenmeyen.Sende iyikilerimdensin.Düzelt arkadaşım düzelt.Düzeltecek onca şey varken biz yinede vebal almayalım boynumuza.Seni de seviyorum.
Sayın HAYKIRIŞ;
İçimde deli bir çocuk vardı ya.Şimdi bir ikincisi daha dahil oldu.Oyüzden ben acık büyümüş numarası yapacağım.Ama aramızda kalsın olur mu :)
ÖYKÜCÜK;
İDEA abla 30 lu yaşlara basmış ve evet ablaaaaaaa olmuş :)Bir de ÖYKÜ.Parti mi dedin hani nerede :)))
Canım ÖYKÜCÜK can ÖYKÜCÜK :)
SEVGİ;
Ben şimdiden çok sevdim ''bak yavrucummmmmm'' sözünü :) bide bu;
''ah be güzelim, tabıı tabııı toyluk seninki bende bu yaşlarda iken"
sözün bal kaymak oldu üzerine :)) ben galiba sevdim 30 lu yaşları.kendimi kandırmıyorsam he he :))
AHMET ABİ;
Çok teşekkürediyorum.Böyle abi falanda diyince,birgün gelip abla olacağım hiç aklıma gelmezdi :) AHMET mi desem acaba? :))
DİGİ DİGİ,
Hemşehrimmmm benim.Çok teşekkürediyorum.Bak bu kez kaçmak yok bana pamuk şeker alacaksın :) yoksam adını çıkarırım blogda :)))
OZAN KAYRA;
Aman allam.Bu nasıl karizma bir isim.İnan insan adına bile aşık olabilir he :))) o bir kaç yıl sonra ben de görücem seni KARİZMAAAAA bey :) hava yapıyo ya şunu bak.YARAMAZLIK tahtımı sana bırakacağım zaten.Veliahtım benim :)
EBRULİ YANSIYAN ANKA;
Çok çok teşekkürediyorum.Hepberaber inşallah nice mutlu yıllaraaaaaaaaaa :) kadeh kaldırmış gibi oldum ama hadi neyse :)
MAYAM MAYAM,,
Evet ilk kutlayanların başında geliyorsun sen de.Ve iyikileriminde.Dostluğunu kazanabildiğim için şanslı sayıyorum kendimi :) 30 lu yaşımın armağanısın sen de :))))
OY MELTEMİM MELTEMİM;
Ben de seviyorum seniiii.Bu gün aşka mı geldim nedir:) evet bak sloganım bilem var
'' O ŞİMDİ VATANINDA'' :)
Çok teşekkürederim inşallah hepberaberrrrrrrrrrrr
SELDAMMMM;
Biliyorum çok çok yoğun günler geçiriyosun.Bi de sen de benim gibi bloğuna ulaşamıyorsun.Ben yinede teşekkürediyorum :))kutlamış sayıyorum seni :) ben şu yetkileleri bir bulayımdaaa sonraaa artık neyseeeeee
TEŞEKKÜREDİYORUM TEKRARDAN.GÜZEL OLAN HERŞEY SİZLERLE OLSUN.
19 Eylül 2009 Cumartesi
Fıss fısss fıss fısssss "Hiiii, Neee,,,, İnanamıyorum, Ne Yani İdea 30 Yaşına Mı Girmişş.... Hem De Bir Kaç Dakika Önce Miii??? Vah Vah Vahhhhhh...

Gel, gel kaçma bak yazdıklarımı oku canım İdeacığım... Bak hem sevenlerinde geldiler doğum gününü kutlamaya... Hadi gel, gelll...
Şaka bir yana sevgili İdea'yı seven blogger arkadaşlarım, bahsettiğim gibi İdoşun bugün doğum günü... (İdoş, he he yakıştı :))) 20.09.1979 Yani...
Kendisi bir kaç saat önce Ülkesine kesin dönüş yaptı ve ayakları yerde değil kesinlikle. Uçuyor, uçuyor çok mutlu... Uçuyor ama aklına 30 yaşına girdiği gelince sendromları kriz halinde artıyor ve haliyle saçmalıyor... 30 Oldum ben yaaa, 30" deyip duruyor...
Hey allaammm, deli ediyor beni yaa... Bana bak İdoş, biraz daha "30 oldum, 30" dersen kafana 30 tane taş atacağım İstanbul'dan göreceksin gününü o zaman...
Ben ne yapayım dedim sana değil mi? 35 oldum be, 35...
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum sana sevgili arkadaşım, can dostum, kimi zaman kardeşim, kimi zaman ablam, her zaman huzurum ve başımı yaslayabileceğim omuzum "Her yaşın ayrı bir güzelliği var" lafı kesinlikle bir terane değil... Öncelikle bunu bil... Gerçekten her yaşın inanılmaz güzelliği var. Ama güzellik yaşta değil, insanın ta kendisinde... Yaşadıklarında, çevresi ile paylaştıklarında, hayata bakışında ve görmesinde gerçeği...
Artık büyüdün, yaşlanmadın... Büyüdün ve doğru yanlış nedir öğrendin... İyiyi ve kötüyü ayırabileceksin artık... İnsanın kendisini tam anlamı ile tanıdığı yaştır 30... Ve, asla ama asla kötü bir yaş değildir... "Yaşlandım, yaşlandım" diye beynimi yemene izin vermeyeceğim...
Bak şimdi bitanecikim, bir sitede 30 yaşındaki kadınlarla ilgili bir kaç cümle okumuştum onları paylaşacağım şimdi seninle... Paylaştığım sözler, inandıklarım ve yaşadıklarımdır bilesin...
- 30 yaşını aşmış bir kadın, kendini yeterince iyi tanır ve kendinden emindir. Ne olduğunu, kim olduğunu, ne istediğini, kimden istediğini iyi bilir.
- 30 yaşını aşmış çok az kadın, onun hakkında ya da yaptıkları hakkında ne düşündüğünüzü önemser. - Kadınlar yaşı ilerledikçe medyumlaşır. Ona günah çıkartmanıza hiç gerek yoktur. Onlar her bir haltınızı bilirler.
- 30 yaş üstü kadınlar, açık sözlü , doğrucu ve dürüsttür. Ne kadar gerizekalı olduğunuzu bir çırpıda açık açık yüzünüze söyleyiverirler. Eğer bir gerizekalı gibi davrandıysanız onun için ne anlam taşıdığınızı merak etmenize gerek yoktur.
Bak işte gördün mü? Belirttiğim gibi bunlar inandıklarım ve yaşadıklarımdır... O yüzden diyorum ki "Yeni yaşın sana huzur, mutluluk, güzellikler, sağlık ve sana layık bir aşk getirsin"... Sen her zaman ama her zaman çok mutlu ol. Çünkü inan ki bunu hakediyor o saf ve temiz kalbin... Haa, bir de her zaman benim hayatımda ol, lütfen, lütfen, lütfen, lütfennnnnn... Sen hep ol...
Telefonda da konuştuğumuz gibi yarın bayram ve senin 30 yaşına girme şerefine bayram düzenlenmiş, he he he...
<<<<DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BİTANECİKİMMMM>>>>

Bu arada yarın bayram. Ben her ne kadar kutlamasam da, herkese tarçınlı, naneli, meyveli ve aklınıza gelebilecek en çok sevdiğiniz türlü türlü şekerler tadında bayram diliyorum...
Sevgiyle ve Dostlukla....
PaNDoRa
18 Eylül 2009 Cuma
BENİ TAŞIYACAK GÜCÜN HALA VAR MI YÜREĞİNDE ANNEM?
Ajda Pekkan - Ağlama ANNEMMMMM
Загружено puskullubelaaa. - Смотри больше видео клипов в HD качестве!
Hatırlıyor musun Anne?
Yıllar önce
Valizlerim elimde,kapıdan çıkarken
demiştin ki bana;
''Dünya'nın öbür ucunada gitsen,
kendinden kaçamayacaksın.
Çünkü sen yalnızlığı doğuştan seçenlerdensin
Ve onunla yaşamayı öğrenmelisin.''
Kaçamadım Annem.
Ne kendimden,ne de yalnızlığımdan
Kaçamadım Annem.
Şimdi bana ;
''bitir gurbeti dön.
Ne kadar ömrümüz var ki,
şöyle dünya gözüyle doyalım birbirimize'' diyorsun.
uzatmış ellerini beni bekliyorsun.
Pesettim .
Dönüyorum.
Çok yorgunum.
Beni taşıyacak gücün hala var mı yüreğinde Annem?
İDEA,,,,,
17 Eylül 2009 Perşembe
BU BEKLEYİŞ NİYE?
16 Eylül 2009 Çarşamba
GİZLİ BAHÇEM

Sizlere bugün gizli bahçemin kapılarını açıyorum. Mutlaka ama mutlaka BU KAPIYI TIKLAYIN.
İki dünya da yok oldu gitti bende
Mevlana
14 Eylül 2009 Pazartesi
SAĞ'IM SOL'UM SOBE.SAKLANMAYAN EBE.

13 Eylül 2009 Pazar
KALKMALI,GÜNÜN İÇİNE DALMALI
11 Eylül 2009 Cuma
KIZIMA

Dinle kızım.
Bak bugün Annen neler anlatacak sana.
Koy başını dizlerime.
Uzun,çok uzun gerçek bir hikaye anlatacağım bu kez.
Ama bu hikayenin içinde ne prensler,ne prensesler,ne de periler olacak.
Bir varmışlı bir yokmuşlu cümlelerimle yola çıkmadan,
öz Türkçeyle anlatacağım;
Benim aşkımın bir ürünü olmalıydın sen de.
Her çocuk gibi umutla bakmalıydın geleceğe.
Hayallerin olmalıydı,düşlerin bir de.
Biliyorum belkide için için kızıyorsundur bana.
Seni yüreğimde büyütüp dünya'ya getirmediğim için.
Ben de isterdim emeklemeni izlemeyi,
küçücük ellerinden tutup yürümeyi öğretmeyi,
saçını rengarenk kurdelelerle süslemeyi.
Keşke hayatta kurdeleler gibi renkli olsaydı.
Ama değil işte.
İçinde siyahlarda var.
Şu son yıllarda beyaz bile tam beyaz değilken
ben nasıl seni dünya'ya getirebilirdim.
Hayatını şansa bırakmayı göze alamazdım.
Tamam okula başlayıncaya kadar korudum seni.
Ya sonra?
Okula başlayınca nasıl koruyacaktım;
tacizcisinden,ya da kör bir kurşundan?
Hadi bunları atlattık diyelim,
liseye başladın.
Bukez de etrafını zehir tacirleri saracak.
Barlara,eğlence yerlerine heves edeceksin
içinde dönen pislikleri bilmeden.
Arkadaşlarında kalmak isteyeceksin
babasını,abisini tanımadan.
Ve belkide ilk kez aşık olmanın tadına varacaksın o yıllarda.
Belkide ilk cinsel deneyimini de onunla yaşayacaksın.
Bırakıp gidecek sonra seni.
Ya da sen onu.
Üzülecek ağlayacaksın.
Bunlarıda beraber atlattık diyelim.
Üniversiteye hazırlık yılların başlayacak.
Yarış atı gibi sürecekler seni
o sınav senin,bu sınav benim
en güzel çağlarında.
Eskaza diyelim kazandın.
İstediğin bölümü de tutturdun.
''İstanbulu kazandım Anne''
sevinciyle koşarak geleceksin.
Ne kadar büyülü görünecek gözüne istanbul.
İçinde sakladığı kötülüklerden habersiz,
gideceğiz beraber okula kayıt yaptırmaya.
Yurtta kalmana gönlüm razı olmayacak
ev kiralayacağız birlikte.
Bir müddet kalacağım seninle.
Sıkılacaksın,sıkılacağım.
''Ben gideyim artık evime''
sözümü duyunca havalara uçacaksın.
Çünkü ilk kez benden ayrı bir hayat yaşayacaksın.
Bunun verdiği heyecanla soluğu,
arkadaşlarınla sabahlamalarda alacaksın.
Bu da kesmeyecek kimliğini kazanmak adına,
siyasi guruplara karışacak,
devlet yönetiminde söz sahibi olmak için mücadele vereceksin.
İyice dağıtacak nerede olduğundan bile haberim olmayacak zamanla.
Sonra dayanamayıp geleceğim yine yanına.
''Anne ben çocuk muyum,neden beni kontrol edip duruyosun sürekli?'' diyeceksin.
Bense;
''Evladım,benim sana güvenim sonsuz.Ben sadece insanlara güvenmiyorum''
Sözümü bile tamamlayamadan,
''Offffff Anne offfffff.Hep aynı hikaye.Sıkıldım sende de,
masallarından da,hikayelerinden de.
Gör artık Anne.Ben büyüdüm.Koca kız oldum.
Sen hala bebeğinmişim gibi davranıyorsun bana.''
''Ama kızım......''
''Yeter Anne yeter!''
diyerek kapıyı yüzüme çarpıp gideceksin.
Teselliyi ya sevgilinde,ya da arkadaşlarında arayacaksın.
Sonra her darbe yediğinde ben geleceğim aklına.
Anlayacaksın.
Anlayacaksın amaa yiğitliğine leke sürdürmemek adına
bana bir adım dahi atmayacaksın.
Yine adım atan ben olacağım.
Çünkü ben Anneyim.
Şansa Üniversiteyi de bitirdin.
Mezun oldun.
İşsiz gençler kervanına adını yazdıracaksın.
Eş,dost,arkamız sağlamsa
korkma yırttın.
İş bulduk sana.
Şimdi bir de eş bulma durumu kaldı.
Bu konuda baskıcı olmayacağım.
Ama sen gidipte yanlış(bana göre)bir seçim yaparsan,
yine de sesimi çıkarmayacağım.
Alıp karşıma damat adayını efendi gibi konuşacağım;
''Bak delikanlı.Ben kızımı başkaları üzsün diye büyütmedim.
Bir gün sesinde bir burukluk ya da bir üzüntü sezersem,
senden bilirim haberin olsun.
Her konuda arkasındayım.''
Kimbilir belkide eşcinsel olursun.
Erkeklere değil de,kendi hemcinsine aşık olursun.
O zamanda yanında olurum.
Ama kanunlar ve toplum bizden yana olmaz.
İtilir-kakılır sonunda yorulursun.
Yine dayanamayıp çareyi evlenmekte bulursun.
Bunuda sesimi çıkarmam.
Sonra evlendiğin kişinin ailesi sana baskı yapar
''kapanacaksın'' diye.
Çünkü kayınbirader adıyamandaki şeyhinden öyle emir almıştır.
Eşinle direnir sonuna kadar CUMHURİYET insanı
olacağınıza ikna edersiniz herkesi.
Sonra okulu nedeniyle ertelediği askerlik görevini tamamlamak üzere
askere gider eşin.
Kucağında torunumu ve seni bana emanet ederek.
Aylar sonra kayınbirader dikilir kapıda.
''Yenge VATAN SAĞOLSUN.Kardeşim şehit düşmüş.''
Sen yıkılırsın kapının önüne,
ben yine tutarım kollarından düşme diye...
Yıllar geçer,torunum ve ben evde neşeyle oynerken,
neşemizi acı acı çalan bir telefon böler.
''Kızınızı sel baskınında kaybettik.
Bedeli ne ise ödenecektir.''
O an ben bildiğim tüm isyanları sıralar,
Dünyayıda ateşe verirdim.
İşte bu yüzden seni dünya'ya getirmeyip
yüreğimde büyütüyorum kızım.
Periler,prensler,prensesler buraları terk edeli çok oldu.
Artık buralarda kurtlar,canavarlar,açgözlü devler kol gezmekte.
Kızım,bak Annen 30 yaşında kocaman bir kadın oluyor artık.
Büyümesede büyümüş taklidi yapmak zorunda.
İyi ki sen hep sol yanımdasın.
Yoksa seni nasıl korurdum bu canavarlardan,kurtlardan,aç gözlü devlerden.
Sen hep orda kal olur mu?
Sol yanımda büyü.
Huzur ve mutluluk içinde
10 Eylül 2009 Perşembe
YORUM(SUS)-2
Fethullah Gülen'in Gerçek Yüzü ( Gizli Çekim ) : Part I
Загружено XercesProductions. - Смотри видео о стиле, моде и дизайне
***DİKKAT***
''DEDİM YARABBİ YIKIP GEÇİRME BİZİ
AMA ARA SIRA YOKLA BİZİ
SALLADIMIDA ÇOK HOŞ OLUYOR YA''
YORUM''SUS''
1)
2)

PANDORA (tıklayınız)
Oysa konuşacak onca söz varken,ben yine SUSmayı seçiyorum.İçimden büyük puntolu kızgın sözler geçsede dizginlerimi sıkıp ağzımdan dışarı çıkmasını engelliyorum.Söyleyebileceğim tekşey ;
YAZIK.
9 Eylül 2009 Çarşamba
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN İZMİR

ŞİİR:Yannis RİTSOS
YORUM:Rutkay AZİZ