29 Nisan 2009 Çarşamba

HAYAT SEN KENDİNİ NE ZANNEDİYORSUN??


Güne uyanan varlıklar.Bir sonsuz mutluluk yok mu söyleyin bana.Ömürlük olsun mümkünse.Mümkün değilse bir ömür vermeyin bana.Ne kadar dayanabilir ki bir yaprak ordan ordaya savrulmaya.Yorgun düşüp tutunmak istemez mi o da.Bir dayanağı olsun istemez mi hayatta.Bırakın şimdi şu bakışları.Anlam aramayın satırlarımın arasında.Anlamlar göç edeli çok oldu.Kimbilir hangi dalda yuva kurdu.

Hayat ne demektin sen?Huzur,mutluluk.Bunların toplamı değil miydin?Ama toplu hareket etmek suç oldu duymadın mı?Ağzından çıkan sözlerin listesi belirlendi.O listenin dışına çıkanlar tam 12 den vuruldu.Bir sabır gölgesi daha ne kadar gizleyebilir ki! Ne kadar saklayabilir ruhu?

Sorular,sorular,sorular.Siz ne işe yararsınız ki! Cevabınız olmadıktan sonra.
İDEA,,,,,

28 Nisan 2009 Salı

BU GÜN İSTANBULA YAĞMUR YAĞDI.YÜREĞİME NAMELER


Bir parça güven,bir parça huzur dolaşırken damarlarımda.Beynimde keman sesleri yankılandı birden.Dans ettim kendimle rüzgarda.Yağmur tanelerini vururken yüzüme yüzüme,ansızın bir boşluk elini belime sardı.Çektim elini belimden.''seninle dans etmem'' dedim.Hüzün yanaştı yanıma şalını sardı boynuma.Gülümsedim.Çıkarıp boynumdan ellerine bıraktım.Arkama bile bakmadan saçlarımı rüzgarda savurmanın mutluluğunu tekrardan kazanmış olduğum güvene ekleyerek kol kola girip mutlulukla,şarkılar söyledik yeniden.

Bu gün İstanbula yağmur yağdı.Yüreğime nağmeler.

İDEA,,,,,

27 Nisan 2009 Pazartesi

DERİN'DEN BİR ''MERHABA'' DEMEK GELDİ İÇİMDEN


Bir sesleniş mi?Bir görünüş mü?Bilmem adını sen koy.Belki gecenin bir yarısı DERİN'den bir MERHABA demek geldi içimden.

Şimdi ayaklarım havalardan yere indi.Hemde çok tanıdık bildik bir yere.Vatanımda olmak güvenin yanında HUZUR verirken DOSTLARla geçirilmiş bir günü yine bir DOSTUN evinde gülümseyerek kapatmak ne güzel.

24 Nisan 2009 Cuma

SENİ SEVMEM İÇİN BANA GÜÇ VER

Seni sevmem için bana cesaret ver
Sadece sensin yanında olmak istediğim
Kapatma kapılarını
Kalbine girebilmem için bana yol göster
Sevmeni diliyorum
Ve benimle olmanı sonsuza dek
seni sevmem için bana güç ver
Aşkına ihtiyacım var
ve ellerine
Sevmeni diliyorum
Ve benimle olmanı sonsuza dek
seni sevmem yanlışsa
bütün doğrularımı siliyorum
Seni sevmem için bana güç ver
İDEA,,,,,

23 Nisan 2009 Perşembe

23 NİSAN ANILARI

İlkokul birinci sınıfta tanıştım bu tatlı hafifte heyecanlı duygu ile.Kulakları çınlasın bi NEŞE öğretmenimiz vardı.Başka sınıfların öğretmeniydi fakat 23 Nisan etkinliklerini hazırlamakla görevliydi.Her yıl,şubat ayında gelir özel kişileri seçerdi.Bunlar genelde düzgün görünümlü,ailesi belli,hatrı sayılan kişilerin çocuklarıydı.Birinci sınıfta başladı adım o listeye girmeye.Ailemin hatrı sayılır listesinde adı yoktu.Sanırım ben sevimli görünüşümden kazanıp o listeye giriyordum.Birinci sınıftan tutun beşinci sınıfa kadar NEŞE öğretmenim inatla beni seçti.Bende inatla gösterilen hareketleri yapmayıp diğer grubun yanında oldum.SEÇİLEMEMİŞ.
Şimdi hatırlarımda Orta sonda Okuldan ayrılırken BERRİN öğretmenim demişti ki;
-Senin yürüyeceğin yolu görüyorum.Sen halk insanı olacaksın.
Tabi o zamanlar anlam verememiştim.Ama şimdi anlıyorum ne demek istediğini.

Sevgili EĞİTİMCİLER,bu ayrımı 23 nisanda yapmayın en azından n'olur.Bırakında gönüllerince eğlensinler.Bu gün onların günü.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN ÇOCUKLAR.GÖNLÜNÜZCE EĞLENİN.ÇÜNKÜ SONRA BU GÜNLERİ ÇOK ARAYACAKSINIZ.

İDEA,,,,,

22 Nisan 2009 Çarşamba

SOKAKTAN BİR SAHNE


Soran sorgulayan gözlerle bakıyordu etrafına.Tek tek inceliyor,hayatı öğreniyordu bu bakışlarda.Birileri geliyor,birileri gidiyordu.Koşar adım ya da yavaş yavaş geçiyordu hayat denilen sahneden.Gülümseyen yüzlere bakıyor,Onlar gibi dudaklarını yanaklarına kadar getiriyor bıraktığı zaman eski halini alıyordu.Anlam veremiyordu.Sonra açlık denen duygu sarıyordu midesini.Elindeki kuru ekmeğe bakıyordu.Birde karşı lokantada hiç tanımadığı o tatlara.Sonra kalkıp yakınına kadar gidiyor,kokusunu ciğerlerine kadar çekiyordu.Elindeki ekmeği kokluyordu sonra yeniden.Ciğerlerine çektiği kokuya batırp ekmeğini usulcacık bi parça koparıyordu.Sanki o bilmediği tadı yermiş gibi keyiflenerek.Ekmeği bittiğinde doyuyordu.Çünkü doymak buydu onun için.Bilmediği nedenle gelen sesleri bastırabilmişti işte...
Yemeğinide bir güzel yedikten sonra karşıya Annesinin yanına giderken bir el uzanıyor başına.Bu da neydi ki acaba?İnsanın içini ısıtıyor.Adını bilmiyordu.Sonra birden vitrindeki aksine takıldı gözü.Bu tanıdık bir ifadeydi.Hani biraz önce anlam vermeye çalıştığı,denediği fakat başaramadığı ifadeydi bu.Gülümsüyordu.Gülümseyerek Annesine baktı.Ve önünde duran,insanların gelip geçerken bıraktığı parıl parıl parlayan metal yığınına.Neden bunları bırakıyorlardı ki Annesine?Yaklaştı,eline alıp bir tanesini uzun uzun inceledi.Annesi şiddetle çekip aldı elinden.Onuda kucağına alıp can havliyle koşmaya başladı.Bu kez içi buz kesmişti.Yüreği ağzında kanat çırpıyordu sanki.Bu duyguları kendince anlamlandırmaya çalışırken arkalarından koşan 2-3 tane aynı ünüformayı giymiş kişileri fark etti.
İşte O an anladı hayat sahnesindeki rolünü.O metal yığınına sahip olabilmek için O kaçacak ve aynı ünüformaları giymiş bir kaç kişi Onu hep kovalayacaktı.
Bu kovalamacadan öylesine yorgun düşmüştü ki.Tehlike geçince Annesinin güvenli kollarında uykuya daldı.Kim bilir hangi rüyalara yelken açtı!!!
İDEA,,,,,

21 Nisan 2009 Salı

UZAĞIMA MEKTUP


Günün tenine kar değdi yine
Üşüyor yüreğim bembeyaz düşlerin gölgesinde
Uzun yollar,uzun yıllar girdi aramıza
Dev gibi yedi yıl var aramızda
Ben büyütmedim gözümde
O zaten büyüktü
Küçük olan sendin
Yaşanmışlık,tecrübe,yılmışlık,bıkmışlık
Hepsinin toplamı işte
Sana dünyaları sunmak isterken
VAZGEÇ KALBİM diyorum şimdilerde
VAZGEÇ
Ama ''VAZGEÇ,bırak ne hali varsa görsün'' değil
Sadece VAZGEÇ.
Sığınılası bir yanı yok
Kuytusu SESSİZLİK
Dinginliği hayranlık kattı ömrüme
ÖMÜR;
Sen ne kadar edersin söylesene
Beş kuruş değerin var mı?
Değer mi?
Kimin gözünde?
Kime göre?

Sevgilere bulaşmış ayaklarımla geçip gidiyorum bilinmeze
Son mu?
Bir sonum olsun istemiyorum
Başlangıcım olmadığı gibi
Ön sayfaya adını yazdım binlerce defa
Okuyucuya;
''Elinizde ki kitap bir sevda masalıdır''diyemedim
Bir kaçışın,bir korkağın hikayesi bu sadece
Sen şimdilerde DEVR-İ ALEMDESİN
Keşfedilmiş,edilecek hazinelerin peşindesin
Ben de küçükken hep hayal ederdim
Issız adaya düşer,orada kaptan kancanın hazinelerini bulur
İçinde yazlnızca sevdiklerimin olduğu kaleler inşaa ederdim
Dünyalar benim olurdu
Kaptan kanca'nın hazinesini hiç bulamadım
Sevdiklerimi korayabileceğim bir kalemde hiç olmadı
Ama en büyük hazinemi buldum
.....SEN.....
Dedim ya bir son arama
Yok bunun sonu.
Bir başlangıcı olmadığı gibi.....

İDEA,,,,,

20 Nisan 2009 Pazartesi

TUTSAK

Bir ömür sürgünüyüm
savrulan yapraklar arasında.
Elimi kime uzatsam
adı ayrılık oluyor.
Uzaktan sevmelerime sarılıyorum kuytularımda
Küçük bir çocuk gibi koramasız.
Korkmak değil bu;
Savunmak belkide.....
Sevgiye açılan kapılarımı kapadım.
Adına AŞK denilen pencerelerimi...
Bir yüreğimi kapamayı başaramadım
Tüm korkularıma seni severek,
severken kaybetmenin korkusunu ekledim.....
İDEA&ÖYKÜ
Bugün HÜZÜN kokuyordu hava.Soludukça nefesimiz kesildi.Kesildikçe kelimeler boğazımıza takıldı.Sonra bir sesleniş bir halat gönderdim ÖYKÜ'ye ucundan tutar mısın dedim.Beraber geçelim karşı kıyıya.Sağolsun kırmadı beni.Sözsüzdüm bugün,suskunluk değil ama sözsüzlük.Sözsüzlüğüme söz ekledi ÖYKÜ'de sonrası işte yukarıda okuduğumuz gibi iki HÜZÜN birleşti bir yol buldu kenidine.Şimdi yürümek isteyen olursa bu yolda biz tutmayalım.Buyrun yürüyün doyasıya.Hatta adımlarınızın sayısını bile unutacak kadar geçin kelimelerin üzerinden.


TEŞEKKÜREDERİM ÖYKÜ;SÖZSÜZLÜĞÜME SÖZ OLDUĞUN İÇİN.....

SÖZÜN SÖZSÜZLÜĞÜ


Yazılası ne çoklar birikti içimde.Sözün sözsüzlüğünde beklerken,bekleme payımı doldurdum fincanıma.İçiyorum.Düşenmek istemeksizin.Sadece uzun uzun uzakları izlemek isterken,kısalarımda birikenleri gözardı edişime öfkelenip uzakları bu kadar büyütmeme anlam veremiyorum.Oysa günün güzelliği geceden kalma.Biraz şarap,biraz çikolata tadı var damağımda.Sonra güne sıcacık bir güvenle MERHABA demek var hala yüreğimin ayazlarında.

Terket artık beni HÜZÜN.Bırak biraz gülsün yüzüm.Uzakları al yüreğimden.MUTLULUĞU bırak avuçlarıma.
İDEA,,,,,

19 Nisan 2009 Pazar

GÜNÜMÜZ AYDIN OLSUUUUNNNNNNNNNNN

Biliyorum baharın cıvıltıları var şimdi Vatanımda.Ben burada hala kar'ı seyrediyor olsamda penceremde.Yüreğimde çiçekler açtı,kuşlar cıvıl cıvıl,güneş içimi ısıtıyor.Tıpkı bir ilk bahar sabahı yaşar gibi uyanmak günü ne güzel.Dilerim hepinizin gününe baharlar vurur.Ha sakın pencerelerinizi kapalı tutmayın.Belki kuş dolabilir içeri.

18 Nisan 2009 Cumartesi

KARANLIK ÇAĞ YARATIKLARI


Eskiden düşman belliydi,herkes mertçe çarpışır güçlü olan kazanırdı.Ama şimdi ne düşman belli nede hedef.Kimden ne geleceği belli bile olmuyor.Dostum diyorsun sarılıyorsun,arkasını sıvazlarken vıcık vıcık balçık bulaşıyor ellerine.Bu da nedir diye anlamaya çalışırken yüzünü bir dönüyor kendini büyük bir şokla arkaya atıyorsun.Sende mi ?Yo yo yo herkes olur ama sen olma nolur''desende faydasız.Şok olmuşluğunla zedelenen güvenini yanına alıp yalnız yüreyeceğini bildiğin karanlık ve tehlikeli yollara çıkıyorsun yeniden.Bakınıyorsun''belki bir aydınlık pencere görürde bir bardak su içer,biraz soluklanırım'' diye.Karanlık perdelerin arkasından bakan baykuş gibi gözleri üzerinde farkedip biraz tedirginlikle yürümeye devam ediyorsun.Hala karanlık hala karanlık.Nerde bu aydınlık?Dilinde ezgileşsede yüreğindeki umudunun elini hiç bırakmıyorsun.Yorgun,aç bihaç düşmüşken,gözlerin aydınlığa hasretken,bir küçücük ışık çarpıyor gözüne.Onca karanlıktan sonra bu paraltıyı bile farkedebilmek mücize diyerek gözlerini ovuşturup,pencereden içeriye bakmaya çalışıyorsun.Ve yığılıp kalıyorsun olduğun yere.Halsizliğin yorgunluğun değil seni yıkan.Aydınlığı karanlığa çevirip kendileri zevki sefadan geri kalmayan bu yaratıkları görünce,içinde besledeğin umudunun elini bırakıp umutsuzlukla yüzyüze geliyorsun.Uyandığın zaman hatırlamaya çalışıyorsun.Ne oldu bana?Hafif bi kımıldanma hareketinden sonra neler olduğunu anımsamaya başlıyorsun.

Neydi gördüklerin kabus muydu,yoksa gerçek mi?İkilemler arası köprüler kurmaya çalışırken bi gayret diyerek tekrardan doğrulup o pencereden içeriye bakmaya çalışıyorsun.Bir zamanlar bu ülkenin AHLAKI ve NİZAMI için NAMUS ABİDESİ kesilen YARATIKLARIN kara perdeler arkasında neler yaptığınla karşılaşınca. benim MİLLETİM bu YARATIKLARA MI kandı? diyerek bir daha yıkılıyorsun.Sonraaaaaaa sonrası hiçbir zaman yokkk HEP KARANLIK,HEP KARANLIKKKKK.....

İDEA,,,,,

17 Nisan 2009 Cuma

KİTAP GİBİ HAYAT YAŞAYAN ADAMLAR


Adam üzerini değiştirir,yatağına yönelir.
Evin penceresinden;karanlık bahçeye vuran ışıkta
ağaçların arkasında bir gölge belirir.
Kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser.
Kadının sevgilisi bahçededir.....
Tam sözleştikleri gibi,sözleştikleri yerde ve saatte
adam onu beklemektedir.
Kadın kocasının uyuduğundan emin olunca,
sessizce yataktan kalkar,üstünü giyer.....
Ve pencereden aşağıya atlar.
Başka bir adam için,
kadın kocasını terk eder.
Koşarlar iki sevgili.....Kaçıyorlar.
Tarlaları,ovaları aşarlar.....
Anadolu'da bir köy nasıl koşmasınlar ki.
Arkalarından onları kovalayacak onca şey vardır.
Namus belası,Töre cinayetleri,yoksulluk,cefa,korku.
Arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler.
Köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca
soluklanmak için dururlar.
Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki;
''Evden çıktığımdan beri,ayakkabımın içinde
bir şey var beni rahatsız ediyor.''
Çıkartıp bakar ki.....
Ayakkabısının içinde bir tomar para !!!!!
Kocası her şeyin farkında.
Biliyor ki gidecek,
''Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim,
çamaşırlarımı yıkadı,ütüledi.
Bana emeği geçti.''
YABAN ELDE MUHTAÇ OLMASIN DİYE!!!
O yoksul köylü;
bütün parasını,başka bir adam için kendisini terk eden
karısının,giderken kendisinden uzaklaşan aımlarını
attığı ayakkabısının içine koydu.
O güzel insanı,
O onurlu davranışı sergileyen,
o terk edilen adımı
HEPİNİZ TANIYORSUNUZ.....
Çünkü o;
Bir dizesinde bize seslendiği gibi
Uzun ince bir yoldaydı ve
gidiyordu gündüz gece.....
Şimdi sorarım size;
Bu memlekette töre cinayetleri,
kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır
yoksa,Aşık VEYSEL gibi
hayatında hiç kitap okumayan
OKUYAMASA bile.....
KİTAP GİBİ HAYAT YAŞAYAN ADAMLAR MI YAKAŞIR?
-Sunay AKIN-

16 Nisan 2009 Perşembe

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANABİLİYORMUŞ - 2

(Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulanabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet,fakr'ü zaruret içinde harab ve bitap düşmüş olabilir.) Gençliğe Hitabe M. Kemal Atatürk

İlk yazımda verdiğim link'i tıklayıp okuduysanız,şimdi ikinci konuya değinmek istiyorum.

TÜRKAN SAYLAN;

Kimdir bu "Türkan SAYLAN" bir bakalım.

Sözde Din Ahlakı taşıyan kişilerce Türkan SAYLAN bir MİSYONERDİR. Hıristiyanlığı yaymaya çalışan Amerikan Bord'un (dünyaya hıristiyanlığı yaymaya çalışan bi örgüt) Türkiye ayağıdır. Şimde de Türkan SAYLAN neler yapmış onları inceleyelim;

1) Çağdaş Yaşamı Destekleme derneğinin Başkanlığı

2) Cumhuriyet Mitinglerinin baş mimarı.

Bu ikisi en önemli günden maddesi olduğu için Çağdaş yaşamı destekleme derneğinin faaliyetleri ile devam edelim Türkan SAYLAN'ı incelemeye.

Sadece şuanki güncel biligileri veriyorum;

**29 bin Üniversite öğrencisine

**36 bin orta öğretim öğrencisine

**21 bin lise ve dengi öğretim öğrencilerine burs veriliyor.

**Kitap, kırtasiye malzemesi, giyim kuşam ise cabası.

Çok saygı değer Din Ahlakı almış kişilerin suçlamalarına devam edelim. Diyorlar ki kendileri; Türkan SAYLAN'ın amacı şuymuş;

-- ''Bu ülkede hristiyanlığı nasıl yayabiliriz. KÜRDİSTAN’ın temellerini nasıl atabiliriz. - ATATÜRK ismini kullanırsak bunu daha rahat yapabiliriz. Hem para toplar hem destek alırız, kampanyalar düzenler, TÜRKLERDEN topladığımız paralarla, KÜRTLERİ daha bilinçli hale getiririz, cahil insanlarla KÜRDİSTAN’ı kuramayız, Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün.''

Çağdaş yaşamı destekleme derneğinin altıntından saman yürütüyormuş meğerse Türkan SAYLAN.

Bende soruyorum kendilerine diyorum ki;

-Dini bütünlerim, ahlakı kuşatılmışlarım madem bu kişi saman altından su yürütüyordu da şimdiye kadar neden sustunuz. Şimdi ne bu şiddet, bu celal. Yine ben vereyim cevabını durun. Baktınız ki gerçektende çığ gibi çoğalıyor Çağdaş yaşamın aydınlattığı pencereler. Napalım da milletin gözünden düşürelim diyerek kolları sıvadınız ve KOKUŞMUŞ ELLERİNİZLE BALÇIKLA SIVAMAYA DEVAM ETTİNİZ aydınlık sızan heryere yaptığınız gibi.

**PINAR SELEĞİN dediği gibi;

Oyunun kuralıymış, öğrendim. Eğer şifreyi yüksek sesle söylemeye çalışırsan, suçlu ilan edilirsin. Üstelik suçun şifreyi yüksek sesle söylemeye çalışmak olmaz. Tam da senin karşı durduğun, mücadele ettiğin bir tutum sana mal edilir. Örneğin bir rahibeysen, fahişelik yapmakla suçlanırsın. Hayatını İslami değerlerin canlı tutulmasına adamış bir insansan, boynuna, içki ya da uyuşturucu tüccarı yaftası asılır. Ya da bir anti militarist olarak bombacılıkla suçlanırsın. Ve bu öyle kriminal bir tarzda yapılır ki sen savunmaya itilirsin. Yani bir odağın üzerine yürürken, kendinle uğraşmaya başlarsın. Suçlamalar sürekli tekrarlanır, tekrarlanır... Bunlar iddia biçiminde de verilse, çamur izini bırakır ve herkes sana baktığında bu suçlamaları hatırlar. Artık sen asla eski kimliğini sürdüremezsin. Bir düşünce suçlusu değilsindir. Barış suçlusu da ilan edilmezsin. Savaş örgütü, seni terörize eder ve yeni bir kimlikle milyonların karşısına çıkarır.

İşte sanırım sevgili Türkan SAYLAN da ŞİFREYİ yüksek sesle söyleme çalıştı ve MİSYONER damgası yedi.....

DEVAMI GELECEK,,, KORKUSUZCAAAA



İDEA,,,,,

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANABİLİYORMUŞ -1


(Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulanabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet,fakr'ü zaruret içinde harab ve bitap düşmüş olabilir.)
Demiş Mustafa Kemal ATATÜRK. Sanki bugünü önceden görmüş gibi.

Ey Türk istikbalinin evladı. O karanlık çağ başladı. Karanlığı aydınlatacak tüm pencereler tek tek kapatılıyor. Kara perdeleri çektikleri yetmiyormuş gibi birde dışını BALÇIKLA sıvıyorlar. Ki, bir gram bile ışık sızmasın dışarıya. Bunları yapanlar ise güvenliğimizi ve hakkımızı korumak için yemin etmiş emniyet mensupları ve savcılar.

Şimdi sevgili blog arkadaşım MOBIUS'un sayfasındaki "Adalet ne demek bilir misin?" yazısını okumakla başlayalım önce. anlamak için gerçekleri. (Sizden ricam zaman ayırıp mutlaka okuyun lütfen) Buradan buyrun...

Sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz.

15 Nisan 2009 Çarşamba

M. Kemal ATATÜRK

Türkiye'nin her karış toprağını satsanda, ne paran yeter ne de gücün bu tabloyu satın almaya.

Bu ÖYKÜ arkadaşımız tarafından başlatılan bir etkinliktir. Atamız ile ilgili bir söz bir resim yayınlama ve izinde olduğumuzu göstermek amacı ile başlatılmış bir etkinlik.

Atamızın yolundaki bloggerları görelim.

14 Nisan 2009 Salı

VAZGEÇTİM ARTIK VAZGEÇTİM


yakışmamış son elbisen
büyük sanki iki beden
Eceldi dostu gömdüren ölümdü kefeni giydiren...
Beni avuntu söyleten
ilk pazartesi sensiz geçen ve yok neşem
Son nefeste yüzünü dahi görmeden
ansızın çekip giden bedende sen yoktun neden ?
Kalkıp baksana arkadaşların kabir başında
Helal olsun varsa hakkım bir değilde bin defa
Ondokuz yaşında umutlara zamansız elveda
Sararmıştı yüzün dönüp baktığımda son defa
Acelemizmi vardı sanki gömdük tam beş dakikada
Kaçacak mıydın ki dostum çaktık dokuz tane tahta
Vefasız olma arada bir misafir ol rüyama
Eskilerden lafla varsın, senden olsun her bir tafra
Bir yanı boş ve tadıda yok sensiz kurduğumuz sofra
Tanrıya isyan degil bu, mektup yazdim ben bi dosta
Arada gözlerim dolar gülüşünü hatirladikça ...
BEYAZ ZENCI DOSTUM ELVEDA ...
(seni çok seven ve unutmayacak arkadaşların)


İsyansa evet isyan ediyorum artık.Neden hep iyiler kaybetmek zorunda.Henüz 19 yaşındaydı.Herkes tarafından sevilen nadir insanlardandı.Köpeği ezmemek uğruna,kendi canını tehlikeye attı.Yeter artıkk ben böyle düzenin böyle hayatın içini tükereyim.Vazgeçtim artık.VAZGEÇTİM.

TURNAM SELAM SÖYLE YARE


gurbet elin akşamları zifiri karanlık olur
hem yanlızım hem yorgunum
sensiz halim nice olur
gün olur bu ayrılık biter
gün olur bu hasretlik diner
gün olur acılar yüreğimde son bulur
gün olur bu ayrılık biter
gün olur bu hasretlik diner
gün olur acılar yüreğimde son bulur
turnam selam söyle yare
nerden düştük biz bu derde
bu ayrılık zor geliyor
al benide götür yare
turnam selam söyle yare
nerden düştük biz bu derde
bu ayrılık zor geliyor
al benide götür yare
aylar oldu yıllar oldu
zaman geçti ben tükendim
ne haber ne bir mektup
yüreğimde binbir keder
gün olur bu ayrılık biter
gün olur bu hasretlik diner
gün olur acılar yüreğimde son bulur
gün olur bu ayrılık biter
gün olur bu hasretlik diner
gün olur acılar yüreğimde son bulur
turnam selam söyle yare
nerden düştük biz bu derde
bu ayrılık zor geliyor
al benide götür yare
turnam selam söyle yare
nerden düştük biz bu derde
al benide götür yare

ANONİM

13 Nisan 2009 Pazartesi

OYUN ARKADAŞIM'A

Bir varmış bir yokmuşlu sözlerin başladığı masallar diyarından cıkmışlığımla,
senli diyarlar keşfetmenin halihoşluğunu hissederken
koşumsuz oyun bahçemizde.
Durup dinlenmenin ötesini yaşamanın huzurunda kuytuluk doldu ellerime.
Şimdi yollarının uzunluğunda dönerken bana arkanı
Ben kaldığım yerden devamedeceğim oyunuma.
Hiçbirşey olmamış gibi.
Yollar biterde birgün dönersen bahçemize
Bıraktığın yerde,bıraktığın oyunda olacığım.
Yolların açık olsun oyun arkadaşım.
İDEA,,,,,

11 Nisan 2009 Cumartesi

AKŞAMIN KIZILLIĞINA MEKTUP


Günün ellerini bırakıp ay'a ,
nereye böyle?
Sis ve gölgeli yollar kadar karanlık yanında kalasım var bu gece.
Kalmaların ötesi olamadım.
Gitmeler giydim üzerime.
Şimdi ''NEDEN''diye sorma n'olur.
Ben anlatacağım hikayemi zamanı gelince.
Kızıl akşamlar topluyorum heybeme.
Kar'ın soğuğu hala üflesede nefesini,
Güneş gülücükler saçıyor etrafına.
Karşılık veriyorum.
Karşılıklı gülüşüyoruz.
Bir yoksunluk dolarken gözbebeklerime,
yalnızlığımı unutturan gölgeme sarılıyorum.
Adımımla adımsızlığım arasında zigzaglar çizerken,
Güneşin yerini kızıl akşamlara bıraktığını görüyorum.
Gözümü kırpmaksızın izliyorum veda anını.
Benim hiç böyle vedalarım olmadı.
Uzun uzun bakmalarım bu yüzden
Akşamların kızıllığına.

İDEA,,,,,

GÜNÜMÜZ AYDIN OLSUNNNNNNNNNN


İyi haftasonları hepimize.Evettt bugün benim işgünüm.Pek ortalıklarda olamayacağım.Garip değil mi :) Hafatanın 5 günü tatil :) 2 gün iş.Herkese böylesi iş diliyorum :))

Hadi bakalım şimdi iyi tatiller size :)
Beni unutmayınnnnnnnnnnnnnnnn :))Özellikle sahile gidecek arkadaşlarım.benim içinde derin derin DENİZ havası ve DENİZ BÖRÜLCESİ kokusunu çekin ciğerlerinize olur mu :))
HADİ BAKALIM HOŞKALIN HOŞÇAKALIN :))

10 Nisan 2009 Cuma

HADİ ARKADAŞLAR AKŞAM ÇAYI İÇİN KORDONA :)


DİGİ sende evsahibisin geçkalma sakın olur mu :)
ÖYKÜÜ çokonatları unutma :)
MELTEM gülümsemeni getir :)
PANDORA sen ne getireceksin bakim :)
YANSIYAN EBRULİ ANKA Kap gevrekleri sıcak sıcak gelll :)
KAROSHİİ sana sözüm vardı kordonda çay sözü.Hadi senide çıkarayım aradan sende gel :)
UYKUSUZ herne kadar izmiri pahalı buluyorsanda şu keyfi istersin diye düşündüm :)
VE VE BİZEDE YOK MU?diyen herkes buyursun gelsinn kapı açık.Hatta kapı yok ki :)
ÇAYLARRRR İDEA'dan :))

BEN VARIM


Hiçbişey yok düne dair.Hatıra ya da Anı.Hangisi gerçek anlamında bilemiyorum ama,bana bişey anımsatmıyorlar artık.Silinmişlik gibi.Kaybedişlerin tek nefeste içe dönen sancıları gibi.Şimdi sancısızlıklarımla uyanıyorum yeni güne.pek bi neşe dolu,pek bi hafifim kendime.Kuş olsam tüm dengelerini bozardım yasaların.Mutluluk tohumlarını alıp kanatlarıma dörtbir yana dağıtır,insanların mutluluktan kanatlanmalarını izlerdim bir köşeye çekilip.

Geçişlerimde böylesi boşluklarsa bana kalan.Tamam kabul,ben varım.

İDEA,,,,,

9 Nisan 2009 Perşembe

DİGİİİİİİİ BAKKK SENDE VAR MIII :)


Göztepe İsyan Marşı
Yükleyen gestapo_tam35

ÖZGÜRLÜĞÜN RESMİ

('' Şuna şu saat içinde bu mail'ı göndermezsen şu olur''lu maillardan bunaldığım bu dönemde mailları hala okumam gerektiğine karar vermemde yardımcı olan bir mail aldım sabah.Çok güzel, ve paylaşmak istedim yorum katmaksızın )

ÖZGÜRLÜĞÜN RESMİ,
İspanya`nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın babası. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü, ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı. Bu nedenle kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...
Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da
-"üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi.
Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu:
-"Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?" Küçük kız babasına eğilerek, sessizce şöyle dedi :
-"Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri...

8 Nisan 2009 Çarşamba

ÖYKÜ(yü)YE :)

KABUSUN OLUCAM SENİNN HE HE HE HE HE HE HE :)

RUHUMU AZAD ETTİM


Yeni güne MERHABA;


Güneş ışınları ruhumun karanlıklarını aydınlatırken, ben aldırmaksızın yollara düştüm yine. Yeni günü karşılamak istedim. Sonrasızlık olsun istedim ceplerimde. Birde bilyelerim. Oyun oynamaktı sevdiğim. Büyümek değildi. Çiçeğin yeşeren yaprağında kar kırıntıları oluşu hala üşütsede beni, ben güneşle işbirliği içinde olmanın verdiği güvenle kolkola girip şarkılar bile mırıldanmaya başladım. Şimdi dilimde dönen notasızlığımla neşemsi gülümseyişim sardı dörtbir yanımı. Ama sakın haaa sen üzerine alınma olur mu? Bu tamamen darlarımın başkaldırdığı bir İSYANDIR. İsyanlarımı dahi seviyorum artık. Çünkü ses getirisi olan herşeye açık olmanın önemi ile başbaşa kaldım zindan günlerimde. Şimdi RUHUMU AZAD ETTİM. Varsın uçsun istediği yere.


İDEA,,,,,

7 Nisan 2009 Salı

test4

test4 :)

ÖDÜL,TÖREN,TADİLAT,ÖDÜL,TREN,TEST


Biraz sonra test-4 gelecek bekliyoruz :) tadilattan dı-olayı verdiğimiz rahatsızlık adına özürdiliyoruz.


Ve ÖDÜL;

Sevgili ANKA beni ödüllendirmiş,fakat ben tören bekledim bekledim gelmedi.Şimdi tren bekliyorum.Beklerkende yazayımmm ve ayıp olmasın dedim.Ben kurallara falan uymam haberiniz ola.Ben herkesi ödüllendiriyorum dersem yeterli olur mu?Yani şimdi şöyle bi baktım da herkes ödül sahibi.Nerde bu ödül nerde bu tören diyen herkesi bende ödüllendiriyorum.Hadi bakalım vatana millete hayırlı olsun :) duvara asınız ama lütfen.Ortalarda,heleki çocukalrın elinde görmiyim çok kızarım çok.. ııııııııııııııııııııııııııııı ona göree hadi kalın bakalım sağlıcakla.

test3

test3 silme

BİL BAKALIM BEN KİMİM??


Şimdi hayatın tenhasına kilim serdim,piknik sepetimi açmakla meşgulüm.İçinden çıkanlar beni mutlu etsin diye bekliyorum.Sürprizler dolu zamanlar çok gerilerde kalmış olsada,ben hala umutluyum.''Belki'' diye bekliyorum gözlerim kapalı.Hatta gelip arkamdan gözlerimi kapatıp''Bil bakalım ben kimim''bile diyebilir ansızın.Bense heyecan ve mutluluk içinde bu oyuna dahil olmanın ötesinde hazlarımı bastırıp ellerine kim olduğunu bulmaya çalışabilirim.

İDEA,,,,,


6 Nisan 2009 Pazartesi

GÜNEŞLİ GÜNLER ÇOK YAKIN


Günün ardına takılmış içsesler orkestrası.Susturmak ne mümkün.Sus demeye ne halim kaldı artık nede gücüm.Grilik sarmış olsada dörtbir yanı,ben hala güneşli günlerle sarıyorum gölgede kalmışlıklarımı.
İDEA,,,,,

5 Nisan 2009 Pazar

UZAKLIKLARA İNAT YAKIN KALABİLMEK


Uzaklıklara inat yakın kalabilmek.Bütün uğraşım bu.Zaten başka elden ne gelir.Gelsede ertelemek zorunluluklarım var.Her bir duygunun altında zorunluluk ilkesi arama.Arananın ne olduğuna önce dön bir bak.Sonra gir yükün en ağır kütlesinin altına.

4 Nisan 2009 Cumartesi

ZORLU SEVDAM HOŞÇAKAL







Kar ayaza kesiyor içim üşür
Vur yüreği zalimce aska düşür
Meşk nerede sevdiğim gözüm söyle
Az gelir az yasamak bana böyle
Yar yüreğinin deli bekçisiyim
Sevdanın kapında nöbetteyim

Kar beyazı düşüyor siyah saça
Yar adını koyu ver ölüm kaça
Bir iptir bedenim çektirme sakın an gelir ödenir

Her saat sesinde gitmelerin korkusu
Her günün sonunda birikir yokluğunun tortusu
Her saat sesinde gitmelerin korkusu
Her günün sonunda birikir yokluğunun tortusu

Dilimden düşmüyor kolaysa gel de al
İçimden söküp aşkını çektiysen kahrımı
Helal et hakkini zorlu sevdam hoşçakal
Dilimden düşmüyor kolaysa gel de al
İçimden söküp aşkını çektiysen kahrımı
Helal et hakkini zorlu sevdam hoşçakal

Kar ayaza kesiyor içim üşür
Vur yüreği zalimce aska düşür
Meşk nerede sevdiğim gözüm söyle
Az gelir az yasamak bana böyle
Yar yüreğinin deli bekçisiyim
Sevdanın kapında nöbetteyim

Kar beyazı düşüyor siyah saça
Yar adini koyu ver ölüm kaça
Bir iptir bedenim çektirme sakın an gelir ödenir

Her saat sesinde gitmelerin korkusu
Her günün sonunda birikir yokluğunun tortusu
Her saat sesinde gitmelerin korkusu
Her günün sonunda birikir yokluğunun tortusu

...NİRAN ÜNSAL...

İDEA,,,,,

3 Nisan 2009 Cuma

İŞTE GİDİYORUM


Iste gidiyorum
Birsey demeden
Arkami dönmeden
Sikayet etmeden
Hiçbirsey almadan
Birsey vermeden
Yol ayrilmis, görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne pismanlik kalbimde
Yürüyorum sanki senin yaninda
Sesin uzaklasir herbir Adimda
Ayak izim kalmadan gidiyorum
Gerdigin tel kalbimde kirilmadi
Gönülkusu sarkidan yorulmadi
Bana kimse sen gibi sarilmadi
Isigimiz sönmeden gidiyorum
..Kazım KOYUNCU..

BU KEZ AYRILIK ZOR GELİYOR.....


İDEA,,,,,

2 Nisan 2009 Perşembe

ORTADA OLAN BUGÜN BENİM.YARIN MI?KİMBİLİR!

Doğumlar ve ölümler arası yolculuklarda hızla ilerlerken,tamda bugün ikisini birden yaşadım.Bir yanda PANDORA Doğum günü kızımız.Bir yanda KAROSHİ acısını içimizde hissettiğimiz.Ve BEN tam ortadalarında olan.Söylenecek çok fazla söz yok.Kollarımı açtım bir tanesini sevgili dostum PANDORA'nın omuzuna,diğerinide dostum KAROSHİ'inin omuzuna koydum.Yürüyoruz şimdi bir yanımız hüzünlü,bir yanımız İYİ Kİlerle dolu.Hayat işte bazen sağda olansın,bazen solda,bazende tam ortada kalansın.Ama biliyorum ki yerlerimiz değişsede,değişmeyecek tek gerçeğimiz var.DOSTLUĞUMUZ.
İDEA,,,,,

1 Nisan 2009 Çarşamba

MİM'İNİZ GELDİİİ HANIMMMM/EFENDİİİİİ :)


Biraz önce arkadaşlar ile konuşuyorduk, konumuz kadın-erkek ilişkileriydi. Aramızda güldük şakalaştık eğlendik. Bu sohbette bize kalan, ortası boşluk sorulardı. Arkadaşım sordu, dedi ki;

- Sen" Erkek" olsan ne yapardın? Ya da ne yapmazdın? Önce düşündüm. Çünkü kadın olmak güzel bi duygu. Erkek olmak birden itici geldi kulağıma. (Erkek arkadaşlarım yanlış anlamasın kendimi erkek düşünmek hoşuma gitmedi napim :) Biraz daha düşündükten sonra;


Şöyle devamettim; ERKEK OLSAM NE YAPMAZDIM?

*Erkek olsam asker olmazdım.

*Erkek olsam çapkın olmazdım.

*Erkek olsam Bir bayanı taciz etmezdim.

*Erkek olsam o kıllardan kurtulmanın yolunu bulurdum :)

*Erkek olsam sünnette olmazdım sanırım :)

ERKEK OLSAM NE YAPARDIM?

*Erkek olsam sevgilime,eşime değer verirdim.

*Erkek olsam iyi bir baba olurdum.

*Erkek olsam insanları mutlu etmenin iksirini arardım.

*Erkek olsam Motorumla dünyayı dolaşırdım (Hoş bu hala bi ütopya değil benim için ama bakalım :)

*Erkek olsam Milli takıma dünya kupasını kazandırırdım :)


Şimdi gelelim bunları neden böyle sıraladığıma. Çünkü herkesin birbirini MİM'lediği şu sanal alemde benim de bir MİM'im olsun istedim. Hani ''Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın'' cinsinden :)

Evettttt bakıyorum bakıyorum kime paslasam kime paslasammm öncelikle benim ERKEK KELEBENKK 'im seni MİM'liyorum (DİGİTAL KELEBEK) Ama sen şöyle yazacaksın "Ben kadın olsam şunu yaparım, ben kadın olsam şunu yapmam" diye. Sonra sonra PANDORA, sonraaaa KAROSHİ. Ve ve ve ve ve ÖYKÜ. Belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi MİM'liyorum :) Hadi bakalım neler çıkacak ortaya merak ediyorum.


Yerin dibi notu :) Eğer erkek/kadın olsam bunu yapmam en az 5 tane
Eğer erkek/kadın olsam şunu yaparım en az 5 tane

Hadi bakam kolay gele.