29 Haziran 2009 Pazartesi

N'olur artık ''VARIM'' de bana.



Uzun aradan sonra kendime benzediğimi gördüm bugün aynada.Yan gözle baktığım tarafta küçücük bir gülümseme belirdi.''Bak''dedim kendi kendime.''Gülmek ne kadar çok yakışıyor sana''.Kendime benziyorum ben.Kendim bana benziyor.Birbirimiz olup çıkıyoruz her bir düğümün sonunda.Bazen dolaşıp sarpa sarsakta,biz biziz.Ayrılmaz bir bütünün iki yarısıyız.Haydi şimdi sende ''VARIM'' de n'olursun bana.Bak o zaman nasıl süpüreceğiz acıları kapımızdan.Mutluluk bahçelerine açılacak pencerelerimiz.Sen yeter ki ''VARIM'' de bana.Varolalım birlikte yeniden.Yelkense yelken açalım.Dümeni bırakalım rüzgara.O gideceği yönü bulur nasıl olsa.Doya doya içelim engin denizleri bir solukta.Vaha'lara varalım her bir kahkahamızda.Sen yeter ki ''VARIM'' de bana.Uzağı yakın edeyim ayaklarına.Aşılmaz yolları aşayım bir tek gülüşün uğruna.N'olur artık ''VARIM'' de bana.

İDEA,,,,,

Hadi silkelen artık, canlan kalk yerinden diyorum sana. Ölüm sessizliği yaşatma artık bana. Son ver tüm bu karmaşaya, yağıp sel ol ki bana sona ersin bu yangın. Tek başıma bırakma beni buralarda, ben sensiz yapamam, biliyorsun. Hadi artık alacaklarını al ve geride bırak tüm kalanları. Odaların, evlerin, sokakların hayatın üzerine çek vur kapıyı. Yeni odalar, evler, sokaklar, yeni bir hayat bekliyor bizi. Açılacak yeni kapılar var daha, vakit dar, gitmemiz lazım.

BEENMAYA

27 Haziran 2009 Cumartesi

GİDİYORUM.sessiz,sözsüz,isteksiz.

Gelirken yerinden oynattığım dağların yıldızlarla örtüp üzerini parmaklarımın ucuna basarak gidiyorum.Sessiz,sözsüz,isteksiz.

İDEA,,,,,

26 Haziran 2009 Cuma

HERŞEYE RAĞMEN






Yeniden doğuş'un içinde büyüttüm sevgimi
Besledim
Acıdan kalelerimi işgal eden sözlerin
Adım adım yaklaşırken yüreğime
herşeyim vardı
Şimdi hiçbir şeyim yok.
Hiç'sizim.....
Sonsuzluğu çekiyorum içime
boşluk ölesiye boşluk doluyor ciğerlerime
Karanlık gecelerde hapsettiğim gözlerimin güneşini
göz kapaklarımdan yarattığım aydınlıklara bırakıyorum
sızılası bir ışık sessizliğinde gölgelediğim çığlıklarım
tarla kuşlarının kanadında sakladığım sevgimle harmanlanıp
kar kokulu gecelerde buz dağı gibi yıkılıyor üzerime
Üşüyorum.
Dünden kalanları örtüp yarınlarıma
Yüreğime sımsıkı sarılıyorum
sen üşüme diye.....
Siyah bir gecenin gri sabahında
Tüm çocukluk düşlerim toplanıp pencereme
Mutlu,mutsuz halleriyle
Güneşi selamlıyorlar.
Kaybedişler ve vedalardan bitkin düşmüş yüzleri
güne gülümsemeye çalışıyor
HERŞEYE RAĞMEN.....
İDEA,,,,,
Fotoğraf:Hasret denizinin bir adım ötesine geçmeyi kulaç atarak başarmış,rüzgarların sadece saçını okşayabildiği minicik bir kız iken bakışlarında büyüyen kişi.ENİGMA.(Dilaram)
Şarkı:Huzurumun diğer kanadı.PANDORA

24 Haziran 2009 Çarşamba

YARIM KALANLARA RAĞMEN







Masallar kadar gerçek olsaydı keşke hayat

Bırakılanlarla yetinebilinseydi

Kırıklarını aldırmadan yüreğimizin sevmeyi öğrenebililirdik belkide

Şimdi bakıyorum

Aslolan ne?

Ben kaldım mı,var mıyım yarınlarda?

İzler ötesi değil ki adımlarım yüreğinde

Öylesine hassas ki,öylesine naif

Yürüyüp gitmek değildi,basıp geçmek hiç değil

Dokunmak istedim sadece,dokunmak

Öylesine toydu ki,öylesine ürkek

dokunamadan,anlatamadan bıraktım yerine

''Beni sev'' diyemedim

ben ne zaman söyleyebilmiştim ki bunu zaten

Bu nasıl beklenirdi sevgiliden

karşılığı olsaydı bir ışık olmaz mıydı gecede

Şimdi ahlar yok,vahlarda olmayacak

bir bilinmezliğin içine bıraktığım yüreğimle

yürüyeceğim yeniden

Senden kalanları,heybemde Katık edip basacağım yüreğime

yinede bırakabilmeyi isterdim

söylenebilecek en güzel sözü yüreğine

Vurgunluğumla,yorgunluğumu çekiyorum omuzlarından

Yürüyecek çok yolun var

hadi git şimdi yolun açık olsun

Dilerim mutluluklar hep sende dursun

sen

son noktayı koyamadığım

koyamayacağım tek şiirim olarak kalacaksın,,,,,

İDEA,,,,,

22 Haziran 2009 Pazartesi

İKİ YOKLUK ARASINDA KESİŞEN YOLLAR

Sevgili FULİYAMA ile güzel geçen bir pazar'ın ardından bize kalanlar.İŞTE BURADA

20 Haziran 2009 Cumartesi

KAYIP,YARIM KİMSE


Parçalarımın izini arıyorken kendime rastladım.Mucizenin bana toslağı bir olanaksızlık denizinde yüzerken.Zaman yüzleşmeyi göstermekte..Bana söyleyecek kelimelerini şimdiden tahmin ediyor oluşumun kuytusunda sessizliğe terk etmişlğimin üzerini örtüyorum.Biliyorum gözlerimin taa içine bakacak.Görecekleri karşında hangi sözcükleri üfleyecek kulağıma.Lal olan dilime,mühür vurduğum yüreğime hangi hükümle ''konuş''diyecek.''Konuş'un'' ardından yüzüne hangi ifadeyi takınacak.Bırak diyor artık yüreğim bırak düşünme.Herşey olacağına varır.''Su akar yolunu bulur''.diye ekliyor sonuna.Oysa bilmez mi bu baş belası yürek.Ne sular çağladı,ne dereler aktı.Bazısı yıkıp geçti.Bazısı bir içimlikti.

Yarımlığımın bütününü,bütün olacağım günü beklemenin arifesinde,ilk defa,hayatımda ilk defa KORKMUYORUM kendimle yüzleşmekten.


İDEA,,,,,

19 Haziran 2009 Cuma

İDEA YİNE UÇUYOOOOOOOOOOOOOO

Sizler bu satırları okurken,muhtemelen ben gökyüzünde bir yerlerde olacağım.Başka bir Ülke'nin sabahına ''merhaba''diyerek kendi vatanımın akşam güneşini izlemenin keyfine varacağım.
Hatırlıyorumda,Çocukkken kuş olmak isterdim.Ağaçların en yüksek dallarına çıkar gökyüzüne yakın olmanın keyfini çıkarırdım.Öyle bebeklerle falan oynıyım,Anne olayım gibi hayallerden hep uzaktım.Oysa nereden bilebilirdim ki büyüyünce çocukları çok seveceğimi.Ağaçları uzay gemisi yapardık.Yani yeryüzüyle hiç işim olmadı(halada yok).Gökyüzündeydi aklım ve gözüm.Hiç unutmam Annanemin yaptığı ev ekmeğini yerken,(ama en salçalısından) başım hep gökyüzünde olduğundan boğuluyordum.Soluksuz kalıp konuşamadığım için derdimi kimseye anlatamadım(şimdi değişen bişey var mı?bilmem)Sonra dayı kızı ve abim sırtımı yumrukladılar.Zavallı dal bu kadar şiddeti kaldıramayıp kırıldı ve beni sırt üstü yere bıraktı.Ben sadece gülüyordum en aşağıdan en yukarıya bakerken.Demek ki neymiş,bazen düşmekte insanın iyiliği için olabiliyormuş.Nereden geldi bu garip hikaye sabah sabah aklıma.Kimbilir!

BEENMAYA hazırlandın mı yavrucum vecihi birazdan alır beni.Büyük ihtimalle ve kuvvetle saat akşam 5 civarlarında seni alıp İstanbuldan 7 gibi İzmirde olacağız.Gelmek isteyen BEENMAYA'nın omuzuna tutunsun :) ve tek sıra olun lütfen :)
Ve ve ve,geliyorum hazır mısın?

..
''Uçakla şaka olmazzzz '' diyenlere :) ha birde hayatla oyun olmaz diyenlere gelsin.Durun durun unutmadan birde kosovada,üsküpte,piriştine ve selanikteki hiç tanımadığım,tanıyamayacak olduğum akrabalarıma gelsin :)
Boyozu çok özledim bide gevreği.Bi de ............... söylemiycem işte.Aaaa bir çocukluk hikayemi paylaştım diye hemen kankimi olduk sandın blog.Şımarma.Yüzverdiysek astar isteme.Ben biraz daha konuşursam bu günde buralarda kalacağım gibime geliyor.Ben gittiimmmmmm.PANDORA sen temizliğe devam :)
İDEA,,,,,

17 Haziran 2009 Çarşamba

ŞİMDİ KALK VE YÜRÜ


Günün getirdikleri ya da getirebilecekleri kaç zamanlı olabilir ki!Sormanın yasak olduğu bir düş kırıklıkları içinde ilerleyen adımlarıma ''geri dön'' diyememenin sızısıyla ilerlerken toz-toprak içinde,kaldır başını bak gökyüzüne.Elinle seçtiğin yıldızın peşine takıl.Sen o ol.O sen olsun.Daha ötesini sızdırmazlığının çelişkilerinde bir damla için yüreğinde aç bir delik.Çıkmak isteyen varsın damarlarından süzülüp,bıçak gibi bir hamlede kesip attığın parmağının kana boğulan yerinden çıkıp gitsin.Parmağının derdine düşme.Yaşanır elbet dokuz parmakla.Daha önce yaşamadın mı sanki!Yerine yenisi çıkar sonra.O'na da alışırsın.

Şimdi bir düşün suskunluğunda hayalkırıklıkları yükleme omuzlarına.Yaşanan her AN'ın ardından bir tebessüm bırak gökyüzüne.Yorulduğunu hissedersen yine günün birinde,bir ip atıp gökyüzüne seçtiğin yıldızın huzurunun gölsesinde dinlenebilmenin mutluğuyla doldurursun yüreğini.

Şimdi kalk ve yürü...Adımların daha net olsun.


İDEA,,,,,

15 Haziran 2009 Pazartesi

BİR AŞKTIR BENDE İZMİR


BEKLE BENİ İZMİR SANA GELİYORUM.

12 Haziran 2009 Cuma

KAĞITTAN UÇAKLAR YAPIYORUM SUSKUNLUKLARIMA


Geceleri Yıldızlar dolduruyorum ceplerime
Gün yeniden doğduğunda pencereme
ellerimi cebime koyuyorum
acıtsın istiyorum canımı
Belkide kanatsın
Sonra kanımdan göller yapıp
kağıttan gemilerime
beyazlığının kırmızıya dönüşünü izlemek istiyorum
Oysa ÖZ'ümde hiç birşey yapmak istemiyorum
Halkalar çiziyorum başımın üzerinde
Geniş olsun istiyorum
Belki dünyayı sığdırabilirim içine
Güneşi alıp bir elime,ayı diğer elime
havada atıp tutmak istiyorum
Ne çok şey istiyorum bu günlerde
Oysa ÖZ'ümde hiç birşey istemiyorum
Yazmak bile bu kadar uzak gelmemişti hiç
Bu kadar uzak ve bu kadar zor
Susmak istiyorum
Sadece susmak
çıldırasıya susmak
Şimdi bir balkonun kenarına oturmuş
kağıttan uçaklar yapıyorum
içine suskunluklarımı saklayıp
gönderiyorum gökyüzüne.
İDEA,,,,,

10 Haziran 2009 Çarşamba

HAYAT

Hayat mı?
İnkarcılığın ta kendisi.
Sorgulu yanından tutup çekme.
Bırak bir bir sıralansın.
Yokuşlar olsun yorgun bedenlere.
Damarlarına sızan zehir gibi,
kavursada yüreğini.
Sen sadece sus.
Tek bir kelime dahi söyleme.
İDEA,,,,,

8 Haziran 2009 Pazartesi


AVAZIM ÇIKTIĞI KADAR SUSUYORUM!

6 Haziran 2009 Cumartesi

''ÖZ''


Kendime yürüdükçe yürüdüm.
Çağladım bazen ırmak gibi
Bazende çöle döndüm
Güller kokladım
Bazen aşkla,bazen nefsime yenildim
Ama hiç bülbül olamadım
Köprüler aradım karşı kıyıya geçmek için
Oysa karşı kıyıya köprü olamadım
Tutulası elleri tutamadım
Aşk yorgunu olduğumdan değil
Sevgiyi bilmediğimden de değil
Nasıl sevilmesi gerektiğini bilmediğimdendi kaçışlarım
Kendime döndüm ÖZÜMÜ aradım.
Sağlı sollu aynalar vardı omuzlarımda
aksimi yansıttıkça
canavara dönüştüm
Gururum yemedi tükürdüm
Çiğnenesi yanı kalmamıştı ki
bir kırık düşmüş yüreğime gizli saklı
Haberim olmadan O'nu büyüttüm
Solacak zannederken ben
O tomurcuk açtı
Anladım ki işte o an
İster bahçıvan ol,ister saraylı
ÖZ'ünden bir adım ötesi sana yabancı
İDEA,,,,,

4 Haziran 2009 Perşembe

KONUŞAN KELİMELER İŞİTEN YÜREKLER

La Paragas'ın harika hizmeti; ‘Hayırlı Bir İş’ ile başlayan sesli blog yazıları fikri, görme engellilerin de blog dünyasının bir parçası olmasını amaçlıyor…


‘Tüm engelleri aşan bir tam olmalıydık’ ortak fikrinde birleşen bloggerlar; Buraneros, Uzağa Giden Kadın, Bugünü Yaşama Arzusu, Kırmızı Günlük ve Evrenin Dünyası; fikre logo desteğini esirgemeyen Pinonun Yeri, teknik destek konusunda araştırmacı Erkan Bal ve fikri duyar duymaz sahiplenip, sitelerinde duyuran Kara Kalem, Ateş Böceği, Persona Non Grata, tutsak, delfina, Hayat İzlerim ve Gereksiz Yazar'la giderek çoğalıyor olmanın heyecanı ile bugün sizlere de soruyoruz:


Sizce de harika değil mi?

Ben fikri sevdim diyorsanız…
Fikir sahibinin izni var kulaktan kulağa yayılması konusunda...

Kendi sesinizden ya da sevdiklerinizin sesinden yazılarınızı bloglarınıza ekledikten sonra ‘Konuşan kelimeler’ etiketi ile etiketlemeniz, yarınlarda oluşabilecek bir ortak blog platformunda buluşmamızı kolaylaştıracaktır diye düşlüyoruz….


Peki benim blogumda sesli kayıt olduğu nereden bilinecek diyorsanız, logoyu kullanmaya ne dersiniz?


Kararsız kaldım ne olur ki bunun sonu diyenlere, beyaz yavru tavşanın niyet kâğıdını okumaları tavsiye edilir...


Konuşan Kelimeler İşiten Yürekler

Kulaktan kulağa oyununun gönüllü bir oyuncusuyum ben
Benim yüreğimden gelen senin yüreğinden duyulduğu gün
Gönülün gördüğünde buluşup
Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırında paylaşıyor olacağız hayatı…

Konuşan kelimelerin işiten yüreklerini çoğaltmak için
Biraz daha beklemek mi, yoksa bugün hemen seslenmek mi?

***Ses Kaydı İçin Teknik Öneri

Sevgili BEENMAYA'nın sayfasını okumak için açtığımda karşıma çıkan bu manzara eski bir öğretmen arkadaşımın sözünü çınlattı kulaklarımda; ''İnsan oturduğu yerden de birilerine yardımcı olabilir.Ama isterse!!'' Uzaklık, vakit sıkıntısı, maddi sıkıntılar gibi mazeretleri kabul etmeyen bir dayanışmadır benim gözümde ve bu dayanışmada yer alıp bişeyler yapmak için gayret gösteren herkese, benimde ellerimle bağladığım gözlerimi açmamda yardımcı oldukları için teşekkürlerimi sunuyorum...

Daha geniş bilgi için bakınız lütfen... Tempo

3 HAZİR-AN NAZIM HİKMET RAN


Böylesi günlerde çok fazla söz kalmaz ya hani.Mekanı cennet olsunlu,allah rahmet eylesinli sözler döner dolaşır dillerde.Bende rahmetle anıyorum sevgili Nazım Hikmet RAN'ı. ve en çok sevdiğim bir şiirini paylaşmak istiyorum sizlerle.




MEMLEKETİM


Memleketim, memleketim, memleketim,

ne kasketim kaldı senin ora işi

ne yollarını taşımış ayakkabım,

mintanın da sırtımda paralandı çoktan,

Şile bezindendi.

Sen şimdi yalnız saçımın akında,

enfarktında yüreğimin,

alnımın çizgilerindesin

memleketim,

memleketim,

memleketim


Nazım Hikmet RAN

3 Haziran 2009 Çarşamba

NİYET

Son gelişimde Türkiye ye,2 Anne 2 kız 3 kuşak Meryem Anaya gittik.Annanem,Annem(Hem Anne hemde kız vazifesinde) ve ben.(yalnızca kız ve torun vazifesinde.Oysa tek kız torun.Soyun sonu yani.Geleneği bozan son halka :) şeklinde geziyorduk.Daha önce gezmiş olmanın verdiği doyumsuzlukla başka başka şeylerin peşindeydim.Annemler her gördüğünü hayretle karşılarken ben onları izliyordum usulca.Bir ara gözlerinde yaş gördüm.Gittim yanlarına;
-''Hayırdır''Diye sordum.
-''Çok duygulandık''Lı bir söz çıktı ağızlarından hafif gülümsetraklı.
-''Neden duygulandınız peki'' demekten alamadım kendimi.
-''O da bir çile çekmiş Anne olduğu için''Dediler.Ben biraz hayatı hakkında bilgi vermiştim arabada.Gülümseme sırası bendeydi.Gülümsedim ve;
-''Ben anlamam tabi bu duygusallığınızı''diyerek başka başka yerleri incelemeye devam ederken gözüme ilginç hareketilik takıldı.Herkes bir noktaya gelince öylesine tepki veriyordu ki ilgimi mıknatıs hızında çekti.Yanaştım ilgi odağı materyalin yanına.Ve içten gülümsedim bu kez hemde çok içten.Tepkileri yakından duyuyordum;
*''İnsanlarda hiç utanma kalmamış artık''
**''Çık çık çık olacak şey mi bu.Allah allah''
***''Ayy şuna bak kih kih kih :)''
Örnekler çoğalabilir tabide ben direk fotoğrafını çekebilmek için çaba içine girdiğimden gerisini duymadım bile.Ve sonunda çektim.


Yorum SUS um şimdilik :) .En son başka yazı yazarken kendi düşüncemi yazacağım sonuna :))

İDEA,,,,,

1 Haziran 2009 Pazartesi

ÇOCUK SUSTU,HAYALLER SUSTU


Gölgesi düşmüş hüzünler kasabası girişinde bekliyordu.
Neyi beklediğini bilmeden.
Sıcak bir rüzgar kucaklarken tüm isteksizliğini
serin suların ışıltısında buldu gözlerini.
Yaklaştı,yakınlaştı,
İçiçe olmak isteğini engellemiyordu.
Durgunluğunda dahi çoşkusundan kırıntılar toplayıp
kuşların rıskını çıkarıyordu.
Ellerine baktı uzun uzun.
Sanki esmerleşen üst katmanı birini anımsatır olmuştu.
Sonra çevirdi avuç içini inceledi.
Kar beyazı.
Damarları ne kadarda netti.
Yüzünü okşamak istedi.
Usulca
Belkide hoyratça.


Gölgesi düşmüş özlemler kasabasının girişinde bekliyordu.
Kimi beklediğini bilmeden.
Serin bir rüzgar sardı kollarını,ürperdi içi.
Yangınları vardı ta derinlerinde.
Savurdu rüzgar közünü alev aldı bedeni.
Yanası,yakılası ne kadar duygu varsa hepsi üşüştü yüreğine.
Cayır cayır yanıyordu.
Dudakları kurumuş,çölde susuz kalmışçasına serap görüyordu.
Uzattı ellerini boşluğa.
Boşluk baktı yüzüne.
Gülümsedi hafiften.
Ve ekledi;
''Sen aşkın sarhoşu olmuşsun,dermanın bende değil.
Var git uzaklarında ara''


Gölgesi düşmüş suskunlar kasabasının girişinde susuyordu.
Neden sustuğunu bilmeden.
Suskun bir kuş kondu omuzuna.
Bir nefes alıp suskunluğundan
uçup çocukluğunun hayallerine bıraktı.
Çocuk sustu,
hayaller sustu.
İDEA,,,,,