24 Ocak 2010 Pazar

SADEZEN


Şimdi diyeceksin ki;
''Bu sadezenlikte nerden bulaştı sana. Çıkar şunu hiç yakışmamış üzerine.''
Yakışmayan başka onca şey var ki bilmediğin. Ama görmüyorsun ya sen. Ben saman altından suları dereye bağlarken,dilimin ucuna gelen tüm isyanları elektirik direklerine asıyorum. Düşesi yıldırımlar yaratmak değil amaç. Amaç düşmeyesi yangınlar çıkarmak. Yansın istiyorum tüm Dünya. Küllerini,sonsuzluğun bağrı delik yerinden sandallayıp kıyısızlığımda yüzdürmek istiyorum.

Dört köşeli hayatımın köşeleri batıyorsa bir yerine,çekinme söyle olur mu? Ben karasularımda dahi sana bembeyaz bir ufuk çizerim. Sen gelsen de gelmesen de.

İDEA,,,,,

18 Ocak 2010 Pazartesi

SEYYAH







Bu şehirden bana acılar kaldı

Şarap sundum aya ben ayrılık tattım

Seyyah oldum şu alemde öyküler yazdım

Oturup anlattım kendi halimce

Seyyah oldum şu alemde türküler yaktım

Oturup söyledim kendi halimce

Gözlerinden mektup ellerinden su

Bekledim durdum ben ne zor yolmuş bu

Seyyah oldum sözüm bildim gizlendim içime

Çığlık oldu gözlerim kendimi vurdum

Seyyah oldum şu alemde niceler gördüm

Anladım ki insan kalbine yolcu
Bana aşk lazım

Aşkta ateş ararım

Kapanmış kapılardan geçtim

Yanmayan bedenlerden güzelim ben yolumu sildim

Dünyanın haliÇeker giderim

Yalnızlık yolcusu gönlüm

Bir garip seyyahıM ama kendime göçerim


..Murat Çelik..

14 Ocak 2010 Perşembe

GÖKKUŞAĞINI ARARKEN KENDİNE KANAYAN ADAMA


Kaybolup gidişlerin gibi saklım saklım titreyen ellerinin ,su sızan aralarında tutunamamak. Sen değil miydin kavgaların yeminlisi. Sen değil miydin paylaşımın parçalanmamış bütünlüğü? Şimdi sorsam,diyebilir misin ki;
''Ben aşk perisiyim ''
Söyleyebilsen bile kanatlarını gören olur mu? Bir yok olan,bir var olur mu? Küçük masalların cebi yırtık umutlarını biriktiren sahaflar gibi,tozlu sayfaların eskimeyen yanında kalmak değil de nedir bunun adı?
Şimdi verdiğin savaşın neresindesin? Hiç sordun mu kendine? İnat boyutunu geçeli çok olmuşta,durup durup yere bakmak niye?
Utanç;
Neden utanmalı insan ? Borçlu olduğu ruhundan mı? Özgür bırak gitsin . Ödenmiş olsun hesap.
-''Bu kadar kolay mı ? Ya vicdan ? Onun hesabı kime nasıl verilir?
Arkada bırakılan yıkılmış hayatlar ve kırık kalplerin ahı bir çırpıda nasıl silinir. Korkuların eli kanlı bekçisi gecelerime kabus olup çökerken, ölmek,ölebilmek için verdiğim bu amansız mücadeleden galip geleceğim günü bekliyorum'' mu diyeceksin?

Şimdi Derin Derin al nefesini. Başla yeniden yürümeye. Ağır adımlar at. Ayağının altında ezmeye çalıştığın gerçekleri görmen kolay olur. Sonra kaldır başını bak Güneşe. Işıl Işıl,tıpkı gözlerin gibi. Her sabah sırtını döndüğün aynalara bak uzun uzun. Hani kaçıyordun ya eskiden. Şimdi inadına ''seni seviyorum'' de. Sarıl bazen kendine. İçindeki çocuğuda al parka git; balon al,şeker al ver eline. Bırak özgürce koşsun oynasın. Düşsün,dizleri kanasın. Tut elinden kaldır sevgiyle. Düşsede sev onu. Suçlama düştü diye. Yargılama. Sadece çok sev.

Hadi artık gülümse. Bırak geçmişi,kurtaramazsın. Kurtarılmayı bekleyen bir gelecek var önünde. Aç pencereni,girmek isteyen rüzgarı engelleme. Bir de gökyüzünü ve maviyi Unutma. Mavi umuttur. Umut ise,bu Dünyada var olma sebebimiz.
İDEA,,,,, dan GÖKKUŞAĞINI ARAYAN ADAMA HİTABEN ...

6 Ocak 2010 Çarşamba

GEMİLER KALKAR YÜREĞİMDEN GİZLİCE.....


Hayatımın Görünmeyen yüzüsün. Görünen yüzüne taşımaya gücüm yok. Cesaretim de.

İDEA,,,,,




Orhan Atasoy - Gemiler
Yükleyen MusicTimee. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

3 Ocak 2010 Pazar

CİVA DEVRİ


''Dervin aşkları'' diye söze başladı. Sözün dönüm noktasında döndü dolaştı vurgulamak için aylardır kıvrandığı kelimeyi getirdi dilinin ucuna bıraktı. Şimdi sırası diyordu. Şimdi sırası. Sıraladığı önceliklerini düşündü. Düşüncelerinden büyüyen,söz kümeleri oluştu dilinin ucunda. Kümeler asal,asal olmayan diye ikiye ayrıldı. Kesirler esirlere bölünür,suskunluklar doğar. Dönüşüm neydi? Evrim mi? Devrim mi?


Bir yıl daha ardından bağırıyordu bangır bangır. Oysa o bir türkü tutturmuş,gözlerini kapamış yürüyordu. Bir ara durdu. Zihni bulanıklığıyla sarsıldı. Sarsılmanın etkisinde mi,yoksa ağır yükünden mi bilmeksizin dizlerinin üzerine çöktü. Buraya kadar mıydı? Bitmiş miydi? Kaybettikleri geldi gözünün önüne,karanlığına bir mum yaktı. Acele ediyordu. Çünkü çocuklukğundan kalma korkuları vardı. KARANLIK.


''Devrin aşkları'' diye söze başlamıştı. Sözün dönüm noktasında döndü dolaştı vurgulamak için aylardır kıvrandığı kelimeyi getirdi dilinin ucuna bıraktı. Şimdi sırası diyordu şimdi sırası.


Korkudan büyüyen gözbebekleri,sözlerinin ehemmiyetini kaybetmekle karşı karşıya bıraktı. Bir seçim yapmalıydı. KORKULARI ve AŞKI arasında. Gizliden yazı tura attı. Ama her atışında tura yazı oluyor korkuları mıknatıs gibi çekiyordu. Bu çekim gücünün cesaretine sövüp kendi cesaretsizliğini içindeki fırtınara bulayıp toza toprağa gömüyordu.


''Devrin aşkları mı?'' diyerek kaldırdı bakışlarını. Bilinçsizlikle dudağının kenarına yükleği tebessümle devam etti. ''Devrin aşkları mı dedin? Aşkın devri mi olur? Ya da Devrimi? Ya Evrim? Dönüşe bilen ve bulunduğu kabın şeklini alan bir madde tanıyorum ben. CİVA.''


''Devrin aşkları'' diye söze başlamıştı. ''CİVA DEVRİ'' diyerek sözünü noktaladı.


CİVA DEVRİMİZ KUTLU OLSUN.


İDEA,,,,,