27 Aralık 2010 Pazartesi

BEN HİÇ KELİMESİZ KALMAMIŞTIM Kİ.

Cebimde,yitirdiğim kelimelerimden kalan kırıntılara bakmakla geçiriyorum günlerimi. Eksiklik değil sanki,daha çok hiç olmamak gibi.


İDEA,,,,,

18 Kasım 2010 Perşembe

kENDİ KAYATIMI İZLEMEK UZAKTAN

''Hangi kör kuyuların dibine düştümde hala sesimi duyupta çıkaranım olmadı'' diye için için içerlerken ıslık çalan bir çoban duydu feryadlarımı. Şaşırmış mıydı beni gördüğünde. Alışılmışın dışında biri gibi davrandı ama bu yabancılık çektiğinden mi,yoksa cidden alışılmışın dışşında biriyle ilk rastlaşması mıydı?

Islığı ruhuma işledi. Duymadığım an boşluklarım sancıyor. O bilmese de sancılarımı bastırıyor ıslığıyla.

Kendi hayatımı izlemeyi çok seviyorum dedim biraz önce. Hayatımın iyi bir izleyicisiyim. Hatta bundan sonra neler olacağını herkesten iyi biliyorum. Peki ya şaşırtsam ne olur kendimi ve etrafımdakileri. İşte o zaman hayat birilerine gerçekten Bayram olur.

Derinleştikçe kaybolan İDEA,,,,,

26 Ekim 2010 Salı

Sözlerimin ardına dizildi cümlelerim. Haykırası avazlarım var. Nakaratlı susmalar tekrarlayıp duruyor dilim. Beynimin süzgecinden geçerken takılanlarımı ipe serip kuruttum bu gün. Güneş parmak uçlarımı yakarken parmak izlerim mandalda bıraktığı kirin hesabına düşmüşlüğüyle bir bütün oluyor. Bütünlük... İnsan kendinin dışında bir nesne ile nasıl bütün olabilir ki? İnsan kendiyle bir bütün mü ki,başka bir nesne ile bütün olsun?

Sorular... Sorgular... ?... ?... ?... ? ...?

21 Eylül 2010 Salı

İDEA,,,,, (Görünenin ardındaki CANAVAR)

Neyin doğru,neyin yanlış olduğunu bilemediğimiz dar zamanlar çıkmazında elimde bir çiçekle uyandırıldım kaos gibi üzerime çöken bu sinsi öfkeden. Oysa yıllar öncesinde tanımazdık birbirimizi. Yüreğime yaklaşmayı bırak sokağımdan geçemezdi. Şimdi ne oldu? Ne değiştide böylesi öfkeler insanı oldum ben. ''Bu Dünyaya dayanamamazlığımın öfkesini sevdiklerimden mi çıkarıyorum acaba'' ların içinde boğulurken buluyorum kendimi çoğu zaman. ''İnsan kendini nasıl böylesi bir canavara çevirebilir'' diye gezinen düşüncemdeki kurtçuklar da olmasa iyice koparacağım bütün köklerimi Dünyadan.

İçimde biriken avazlarımı kemanın tellerine bıraksam.... Yarımlığım gibi kaldı işte bak bu cümlede. Yarım bir insana güven olmaz dostum. Ayağı kırık sandalyeye bile bile oturmaktı senin yaptığın. Bu kırık sandalye seni seviyor oluşunun dışında kendi kırıklarıyla canını yakmaktan korkuyor hala.

İDEA,,,,, (Görünenin ardındaki CANAVAR)

20 Eylül 2010 Pazartesi

DOĞDUĞUM GÜN ÖLMEK İSTEYENLERDENİM. BU GÜN DE ÖLMEDİM.

bloger dünyamın:
BÜYÜMEKTEN KORKAN YARAMAZ KIZ ÇOCUĞU,,,,, ve BETER ROMANTİK :)
köşe taşı,yasmin sevgisini bölüştüğüm,uzak bir şehrin yakın insanı:
nice mutlu yıllar bıraksın göz kenarlarına heybende kalan hayat.
iyi ki doğmuşsun
Suhufcan


AN VE MASAL
Güneşin ve suyun tadıyla
Uçunca bulutların tarlasına
Orada gece yok
Gece olmuyor uzaklarda

Boynumda gümüş bir kafes
Sadakatsiz bir cariye gibi
Uzanıp kıvrıldım ayın ortasına
O bir dede
Ben bir tanrıça
Günlerce uçtuk alacakaranlıkta

Boynum ince
Kalbim boş
Sürdüm yüzümü ağaçlara
Rüzgâra sürdüm gözlerimi acıyla
Geçtiğim yollar
Ve uçtuğum
O gecesiz gökyüzü
Bulutların tarlasında oturan
Tanrı kadar yorgun
Fısıldadılar:

An ve masal
An ve masal

Bejan MATUR

Tam bu güzelliğin içinde kayboluyordum ki kapım çalındı. Bir kadın ve bir çiçek. O çiçek çokk uzaklardan geliyordu. Anlamıştım görür görmez. İçimde tarifsiz bir acı oluştu. ''Neden?'' diye sordum o an kendime '' Neden?'' Ben çölde arkadaşını susuz bırakan hain. Hak etmemiştim ki bu çiçeği. Ne kadar da olsa böyle görünüyordum uzaktan bakanlar için. Çok fazla sözüm yok. Ama bunu da söylemeden geçmeyeceğim. Bazen çok fazla Sevgi de .....

D£R!N !D£A ,,,,,

18 Eylül 2010 Cumartesi

GEÇMİŞ GÜNLEREEEE,UZAYIP GİDEN GECELERE,KAYBETTİKLERİME.

Bu gece çok efkarlıyım. Boğazıma dizilmiş bana küskün duygularım dahi çıkabilecek bir yol ararken,ben kendime bir yol çizememiş olmanın pişmanlıklarıyla kadeh kaldırıyorum. '' Şerefine'' diyorlar bu gece anılar. Bütün kalbini kırdıklarım,bırakıp gittiklerim tek tek karşıma geçip vicanıma bir iki çizik atıp gidiyorlar. Kimlerin canını yaktıysam hepsinden tek tek özür dilemek istiyorum. Dönüp yüzüme bile bakmıyorlar.

Çok efkarlıyım bu gece. Şarkılarda teselli bulmaya çalışıyorum. '' Her tarafta,her yerde hep onu arıyorum.'' diyor savina. Neyi arıyorum? Kaybettiğim ne? Geçmiş günler? Gelecek günler?

Bu ateş beni bir gün kül edecek. Yok olmaktan değilde varolamadan gitmekten korkuyorum.....

DRN,,,,,

14 Eylül 2010 Salı

MUCİZE ! NEREDESİN.....

''Kimin mucizeye ihtiyacı yok ki! Sana sıra gelir mi sandın.''
Sayın hızır,ya da her ne isen. Acil bir mucizeye(!) ihtiyacım var. Üzgünüm hayatımda ilk defa bencillik yapıp ilk sıraya yazdırmak istiyorum adımı. Beni nerede bulacağını biliyorsun.

2 Eylül 2010 Perşembe

Masallar uyurken,başucumda duran gölgemi alıp yanıma.....


Bu kentin tüm yalanlarını alıp yanıma gitmek istiyorum çok uzaklara. Unutabilecek,unutulabilecek kadar uzağa. Kazanacak zaferlerim yok artık. Hevesimde. Kağıtttandı bütün umutlarım rüzgar alıp götürdü. Geriye gölgem ve ben kaldım.

Bu kentin tüm yalnızlığını alıp yanıma gitmek istiyorum çok uzaklara. Unutmak,unutulmak için. Simsayaha boyadığım gözlerimle üzerime hiçbir zaman düşmeyecek yağmur damlalarını toplayıp avuçlarıma kendime söve söve gidiyorum.

Gölgemi ve beni unutun sokaklar. Vazgeçtiğim ne varsa alın hepsi sizin olsun. Bir bekleyenim olmadığını bile bile gidiyorum. Haydi şimdi yakın tüm ışıklarını şehrin. Panayır alanı olsun her yer. Tüm duvarlarını ör arkamdan yavaş yavaş. Yalandan da olsa arkamdan son bir kez el salla.

Gölgemi alıp yanıma gidiyorum..... Sustu içimde çırpınıp duran tüm çığlıklarım.
Sana içi boş bir dolu avazımı bırakıyorum.

İDEA,,,,,

15 Ağustos 2010 Pazar

YAZAMIYORUM

Biliyorum söz verdim. Olmuyor Suhuf. Yazamıyorum. Üzgünüm.....

6 Ağustos 2010 Cuma

BİR DİLEK TUTTUM.....


Çok değil bundan bir-bir buçuk yıl önce bir kuyunun başında çok sevdiğim bir insan için bir dilekte bulunmuştum. Şimdi bakıyorum da mutluluğundan mutluluk duyuyorum. Aynı anda birbirimiz için dilekte bulunmuştuk. benim dileğim tuttu. Sevgili FU hayat boyu mutlu olmanız dileğimle.

!D£A,,,,,

1 Ağustos 2010 Pazar

''SU GİBİ''


Cümlelerimi topluyorum avucumun içine. ''Su gibi'' kayıp gidiyorlar parmaklarımın arasından. Elimde kalanları toplasam üç cümleyi geçmez. Oysa öylesine birikmiştim ki..... Şimdi baktığın gökyüzünün altında olmaktan ezilmiyorum. Hatta büzülmüyorumda. Öylesine dik ki başım neredeyse gözlerinin ta içine değecek. Ama engelliyorum. Zamana bırakmak değil inan yaptığım. Sadece içinde bulunduğumuz durumun,ki adının olmadığını bile bile tadını çıkarmaya çalışıyorum. Belki de böylesi en güzeli. Tenin tenime değmeden,gözlerin gözlerime değsin. Elin ellerime değmeden,yüreğin yüreğime değsin.

!D£A,,,,,

15 Temmuz 2010 Perşembe

BEN NEY'İM


Özlüyorum
neyi,kimi özlediğimi bilmeden.
Bekliyorum
Neyi,kimi beklediğimi bilmeden.

Yüreğimde büyüyen kocaman bir hasretim var. Neye,niçin bilmiyorum. Bildiğim tek şey,bilmeden ÖZLÜYORUM...


ÖZLÜYORUM,,,,,


ÖZLÜYORUM,,,,,


ÖZLÜYORUM,,,,,


ÇOK ÖZLÜYORUM,,,,,


ÇOK ÖZLÜYORUM,,,,,


ÇOK ÖZLÜYORUM,,,,,



DAYANAMIYORUM ARTIK NEREDEYSEN GEL,,,,,




3 Temmuz 2010 Cumartesi

YALNIZLIĞIM SENİ SEVİYORUM.


Sana giden yolların dönüşünde kalan aklımla sancılarımı sarmalayıp yastığımın altına sakladım. Dönüşüm süzleşsin diye imkansızın ardına teneke kutular bağladım,Sana yeniden her adım atışımda kendi kendimi ele vereyim diye.


Kelimeler sonsuz döngümde dönüp duruyor olsada,ben içinden sana söyleyebileceğim bir tek kelime bulamamanın sancısıyla kıvranıyorum.

Yalnızlığım seni seviyorum desem bana inanır mısın?


İDEA,,,,,


14 Haziran 2010 Pazartesi

BU KAÇINCI SİTEMİM BİLMİYORUM. BİLMEK İSTEMİYORUM.


Bir SÖZ,bin SUSKUNLUK. Şimdi ne kadar uzağına düştüm. Bak dizlerimdeki izlere. Her biri senden yadigar.

Yoruldum artık. Anlıyor musun? YORULDUM.
İDEA,,,,,

6 Haziran 2010 Pazar

OYUN!



Uzaklığın kadar yakınım sana. Ellerimle sunduğum bir dünyanın arta kalanlarından mutluluk yaratmaya çalışıyorsam,bunun adı düş-lere gebe kalmaktır.
Ben düş-tüm,sen ise gebeliğimin inkar edilemez yanı. Şimdi o yanım ve ben devr-i aleme çıkıyoruz. Ayak izlerimde değil,parmak izlerimde ara beni.

İDEA,,,,,

1 Haziran 2010 Salı

BARIŞ MI? O NASIL BİŞEY Kİ?


adsız yerlerden geldim
toprağım yok
anavatanım belirsiz

ateşler yakıyorum parmaklarımla
ve sana şarkılar söylüyorum kalbimle
yürek telim gönül yakıyor

Filistin'de doğdum
yerim yok, toprağım yok, yurdum yok

böyledir, bizim kadınlarımız
acınla şarkını söylediğinde
seni darmadağın eder..

25 Mayıs 2010 Salı

NAR ÇİÇEĞİ


Bir bütünün kaçıncı cümleleriyiz bilmiyorum. Bitişin anlamsızlığında sıraya girmiş dilsizliğim neyi bekliyor,neden bekliyor onu da bilmiyorum.
''Özlemeyi unuttuk'' dedi biri. Aklımın DERİNliklerinde çınladı. Çınlayan sesin yankısıydı belkide en son gözlerime inen perde. Perdeler ardında dans eden ben şimdi NAR ÇİÇEKLERİnin gölgesinde dinleniyorum.

İDEA,,,,,

10 Mayıs 2010 Pazartesi

EKSİLİP EKSİLİP BİR GÜN KAYBOLACAĞIM.


Şimdi sen ''ne bu halin ?'' diye sorsan. Ben yine ANLATAMAM. Dilsizliğimin esiri olup iki kelimeyi bir araya getiremem. ''Canım çok acıyor'' diyemem.
Tutunmaya çalışıyorum hayata. Ama GÜCÜM KALMADI artık. Tükeniyorum. Her geçen gün biraz daha eksildiğimi hissediyorum. Eksilip eksilip bir gün kaybolacağım.....

İDEA,,,,,

21 Nisan 2010 Çarşamba

''NEDİR BU ÖZGÜRLÜĞE TAKINTIN'' DEMİŞTİN BANA BİR GÜN RÜZGAR.


Biriktirdiklerimden yola çıkıyorum. Çıktığım yollardan geri dönüyorum. Sanki neden çıktığımı bilmeden dönmek gibi. Sorgusuz yarınlar için tüm bu emekler,zahmetler. ''Ağır mı geldi arkadaş'' diye sorsan,derim ki; ''Ağır gelmedi. Ben zaten yorgundum. Sen ağırlığımın üzerine geldin.'' Anlamsız bakışlarla beni anlamaya çalışma. Yoksa baştan kaybedersin. Anlamasanda anlıyormuş gibi de davranma,anlarım... Anlamsızlıklar içinde çiçek açarım. Bağımlı salon çiçekleri gibi değil ama. Dağlarda açan bağımsız,isimsiz kır çiçekleri gibi.

''Nedir bu özgürlüğe takıntın.'' Demiştin bana bir gün rüzgar. Sadece gülümsemiştim. Kafanı sallayıp geçip gitmiştin. Hala merakediyor musun?

10 Nisan 2010 Cumartesi

OYUN BİTTİ !!!


Sonsuz kere düşünsem ne değişecek? Bir kez söyledim. Bin kez pişman olmayacağım. Bin kez söyleyip,bir kez pişman olacağım. Şimdi git. Gidişin de sessiz olsun. Tıpkı sevgisizliğin gibi...

İDEA,,,,,

2 Nisan 2010 Cuma

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN PANDORAMMMMM


Seni tanımadan önce kimliksiz,sahipsiz küçük yaramaz bir kız çocuğuydum. Beni sahiplendin,kimliklendirdin ve olgun bir kadın haline getirdin. Yürüdüğüm yolda bana eşlik ettin yargılamadan,sorgulamadan. Sınıfım,kimliğim,cinsiyetim,milliyetim önemli değildi senin için. Çünkü sen BEN'i sevdin. Çocuksu kaprislerimi,asiliğimi,öfkemi görmezden gelip yürüdüğüm yolda durmaksızın bana eşlik ettin. Ellerinde büyüdüm be PANDORAM. Ellerinde kimlik sahibi oldum. Çocuğun gibi,önce emekledim,sonra adım attım ve şimdi koşup oynuyorum. Bu kelimeleri yazıyorum ya hani. Öylesine yetersiz geliyorlar ki,sanki sana olan sevgimi anlatmaya yetmiyorlar. Düşünüyorum acaba bir şiir mi yazsaydım diye. Ama yapamadım,çünkü şiir benim kaçışlarımın ürünüydü hep. Oysa sen var oluşumun nedenisin. SENİ SEVİYORUM DOSTUM. İYİ'Kİ DOĞDUN,İYİ'Kİ VARSIN. HAYATIM DA İYİ'KİLERİMİN EN BAŞINI ÇEKENSİN. (halay başısın yani bak :) Bıraksan sabah kadar sana seni anlatırım. Bıkmadan,usanmadan. Ama ne kadar anlatsam da seni anlamak için senle yaşamak lazım,seni anlamak lazım. Ne geldi biliyor musun aklıma?Üst geçidi hatırlıyor musun? Hani yaşlı bir amca vardı ve elinde ağzına kadar dolu pazar arabası. Merdivenlerin sonuna kadar inip,hiç bir birimize bakmadan aynı anda geri dönüp o amcanın arabasının ucundan tutup aşağıya indirmiştik. Sonra birbirimize bakıp gülümsemiştik. Dostluk aynı şeyleri düşünebilmekmiş. Dostluk aynı değer yargılara sahip olmasan da karşındakini anlayabilmekmiş.(her ne kadar ben bazen sözümün ucunu kaybetsemde sen hemen beni yumak haline getirebiliyorsun) Hehhh iyi doğum günü kızı lafının üzerine aramış :)Bir dakika araaaa,doğum günü kızıyla konuşuyorum da.
Geldim ama ama aaa sen sakın ağlama lütfen. Biliyorum mutluluktan ağlıyorsun ama sen yine de ağlama. SENİ ÇOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOKKKKKKKKKK SEVİYORUM ÇOOKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK. Dostum,ablam,arkadaşım,sırdaşım HERŞEYİMMMMMM,BİTANECİKİMMMM İYİ'Kİ DOĞMUŞSUN İYİ'Kİİİİİİİİİİİİİİİİİİ


BİR ÖMRÜ SENLE YAŞAYACAĞIMI DÜŞÜNDÜKÇE SEVİNÇTEN DELİYE DÖNÜYORUM.
ENÜŞTEMMMMMMMMMM KIYMETLİM SANA EMANET VE KIYMETLİMİN KIYMETLİSİ ALARAM DA . vE ENÜŞTEM BU GÜNKÜ YARDIMINDAN DOLAYI ÇOK ÇOK TEŞEKKÜREDİYORUM :)
SİZİ SEVİYORUMMMMMMMMMM
Evinizin yaramaz 2. kızı İDEA,,,,,

22 Mart 2010 Pazartesi

BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR


nazım hikmet kız çocuÄ�u fazıl say bizkackisiyiz.com
Yükleyen tkrdgtrbzn. - DiÄ�er müzik videolarına göz atın.

Acının sesinden bir şarkı yaz.
İçinde çaresiz çocukların elleri olsun.
Bağır avazın çıktığı kadar.
Sessizliğimin sese değdiği yerde
ben yeniden doğacağım.

Korkunun karanlığına bir güneş tut
İçinde masum çocukların şen kahkahaları olsun
yansıt tüm mutsuzların yüzüne
Mutsuzluklar Mutluluğa dönüştüğünde
ben yeniden doğacağım.

İDEA,,,,,



16 Mart 2010 Salı

KALBİM ACIDI.....BU KADAR.....


Umay Umay - Kalbim Acıdı
Yükleyen orkunatlay. - DiÄ�er müzik videolarına göz atın.

Kazım Koyuncu]
awi şüule goulu daği daği
dido miğun guis derdi meraği
oüomdğulas si şekeri ma yaği
si domövi do domxali gyuli çkimi
ağne odas perde kogevoüidi
izmocesti alis dologaüidi
gomüuwxişi mgarinis yevuüidi
si domövi do domxali gyuli çkimi
bazi bazi gelaiûi noğaşa
vixosarûi baba süaniş ûüobaşa
gyuli çkimi si var ida başkaşa
çkimire do giçkitas gyuli çkimi


[Umay Umay]
Bir gün yolda yürüyordum...
Bir şarkı duydum, kalbim acıdı...
Bu kadar...


***AKDENİZ GREENPEACE ***

13 Mart 2010 Cumartesi

KİM/LİK KAZANIM MÜCADELESİNİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNDE,HÜKÜMSÜZLÜK KARARI VEREN KİM/LİK SAHİBİ KİŞİ.....

Ne istediğini,kimi beklediğini bilmeden bekleyen biri vardı ya hani. Yine bekliyor. Ama artık ne istediğini ve kimi beklediğini bilerek.

İDEA,,,,,

22 Şubat 2010 Pazartesi

DURME




nesih ve mensuh

(ey pencere bu sabah beni sen aç)

"bilge kişilerden biri 'ayrılık ölümün kardeşidir' diyen adama, 'hayır' dedi,
doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir' "
ibn-i hazm (güvercin gerdanlığı)


türküsü ağaca takılmış güvercinler
sözcükler aradı durdular
harfler topladılar gerdanlarına
imlası pörsümüş yazılara vurduk kendimizi
rüzğar bir dursa
çeyiz sandıklarına analarını sarmalayan kızların açıklarında
bulurlar cesetlerimizi

ki ölüm gelir yağmur ilk bahar yapraklarına konar
gibi kıvrılıp şakaklarımızın atışına
ilk göz ağrımızın ilk öpüşü
gibi serin rutubetiyle
ki
yakıştıramaz bizi esbablarımıza
gelir ve korur çürümekten bizi
esbab-ı nüzul

orada artık ne parti broşürleri ne banknotlar
ne seyehat biletleri ne koku nede gölge var
davudi bir ses duyulursa anlaşılsın
mansur-şah neva
dudağımda başparenin yardığı çatlaktan sızan
anlaşılsın
sazlıktan kopmuş kamış hüznüyle bir ırmakta sallanan
ahmet ariften kibrit çöpü
dantenin cehenneminde yaktığı müslüman
dan başka birşey değiliz artık
başka birşey değiliz artık hatıralarımızdan


türküsü ağaca takılmış güvercinler
türkülerini aramaya gittiler
dönmeyecekler.

SUHUF (cansuhuf)

17 Şubat 2010 Çarşamba

SON GALA


İDEA,,,,,

13 Şubat 2010 Cumartesi

YEREBAKAN


Kabak çiçeğinden terfi edeli çok oldu. Şimdi Yerebakan'dayım.
Belki birgün tekrar Günebakarım.

İDEA,,,,,

10 Şubat 2010 Çarşamba

BOŞ-HİÇ-LUK-LİK


Erdal Güney - Saklımdasın
Yükleyen yakinda. - Diğer müzik videolarına göz atın.


Her geçen gün büyüyen boşluklarımı doldurabilsin diye hiçlik çekiyorum içime. Hiçliklerim de boşluklarıma sarılınca ,daha da DERİN'lere gömülüyorum. Nefessiz kalan ömrüm bir yudum soluk peşine düşmüşken; acıyan,kanayan ne varsa düne ait hepsinin zincirlerini kırıp azad ediyorum.
YALNIZLIĞIM. Bir tek senin zincirlerini kıramıyorum. Biliyorum birgün gelecek beni bir kaşık suda boğacaksın. Bile bile sana doğru koşar adımlar atıyorum.

Şimdi sana;
''Gel kurtar beni'' desem. Ne değişir? Bilmiyorum. Bildiğim şu;
Dökülsün istedim bu gece kelimeler dilimden. Sabah olunca kazağımı,çorabımı,yatağımı topladığım gibi toplarım onlarıda nasıl olsa. Kirliler kirli sepetine,temizler dolaba. Çoraplar ayağa. Kelimeler yatağın altına.

İDEA,,,,,

7 Şubat 2010 Pazar

GÜLMEK



Gülmek ince camlı bir aynadır. Kırıldığı yerden parçalarını toplamak,avucunun içini bile bile kana bulamaktır.

İDEA,,,,,

2 Şubat 2010 Salı

YANGININ SES-LENMİŞ HALİ



Bedenler nedir ki Sevgilim?
Onlar ruhların gölgesinde sallanan kuklalar.
Ateş sarmış evlerimizi.
Görmüyor musun?
Yanıyor bütün sözlerimiz.
Ağlama.
Ben ağlamıyorum.
Korkma.
Ben korkmuyorum.
Denizi dinle.
Rüzgar nasılda deli.
Görmüyor musun?
Yanıyor bütün kıyılarımız.
Ağlama.
Ben ağlamıyorum.
Korkma.
Ben korkmuyorum.
Bedenler nedir ki Sevgilim?
Onlar ruhların gölsinde sallanan kuklalar.
Ateş sarmış evlerimizi.
Görmüyor musun?
Yanıyor bütün gecelerimiz.
Ağlama.
Ben ağlamıyorum.
Korkma.
Ben korkmuyorum.

GECE BEKÇİSİ'nden İDEA'ya......

24 Ocak 2010 Pazar

SADEZEN


Şimdi diyeceksin ki;
''Bu sadezenlikte nerden bulaştı sana. Çıkar şunu hiç yakışmamış üzerine.''
Yakışmayan başka onca şey var ki bilmediğin. Ama görmüyorsun ya sen. Ben saman altından suları dereye bağlarken,dilimin ucuna gelen tüm isyanları elektirik direklerine asıyorum. Düşesi yıldırımlar yaratmak değil amaç. Amaç düşmeyesi yangınlar çıkarmak. Yansın istiyorum tüm Dünya. Küllerini,sonsuzluğun bağrı delik yerinden sandallayıp kıyısızlığımda yüzdürmek istiyorum.

Dört köşeli hayatımın köşeleri batıyorsa bir yerine,çekinme söyle olur mu? Ben karasularımda dahi sana bembeyaz bir ufuk çizerim. Sen gelsen de gelmesen de.

İDEA,,,,,

18 Ocak 2010 Pazartesi

SEYYAH







Bu şehirden bana acılar kaldı

Şarap sundum aya ben ayrılık tattım

Seyyah oldum şu alemde öyküler yazdım

Oturup anlattım kendi halimce

Seyyah oldum şu alemde türküler yaktım

Oturup söyledim kendi halimce

Gözlerinden mektup ellerinden su

Bekledim durdum ben ne zor yolmuş bu

Seyyah oldum sözüm bildim gizlendim içime

Çığlık oldu gözlerim kendimi vurdum

Seyyah oldum şu alemde niceler gördüm

Anladım ki insan kalbine yolcu
Bana aşk lazım

Aşkta ateş ararım

Kapanmış kapılardan geçtim

Yanmayan bedenlerden güzelim ben yolumu sildim

Dünyanın haliÇeker giderim

Yalnızlık yolcusu gönlüm

Bir garip seyyahıM ama kendime göçerim


..Murat Çelik..

14 Ocak 2010 Perşembe

GÖKKUŞAĞINI ARARKEN KENDİNE KANAYAN ADAMA


Kaybolup gidişlerin gibi saklım saklım titreyen ellerinin ,su sızan aralarında tutunamamak. Sen değil miydin kavgaların yeminlisi. Sen değil miydin paylaşımın parçalanmamış bütünlüğü? Şimdi sorsam,diyebilir misin ki;
''Ben aşk perisiyim ''
Söyleyebilsen bile kanatlarını gören olur mu? Bir yok olan,bir var olur mu? Küçük masalların cebi yırtık umutlarını biriktiren sahaflar gibi,tozlu sayfaların eskimeyen yanında kalmak değil de nedir bunun adı?
Şimdi verdiğin savaşın neresindesin? Hiç sordun mu kendine? İnat boyutunu geçeli çok olmuşta,durup durup yere bakmak niye?
Utanç;
Neden utanmalı insan ? Borçlu olduğu ruhundan mı? Özgür bırak gitsin . Ödenmiş olsun hesap.
-''Bu kadar kolay mı ? Ya vicdan ? Onun hesabı kime nasıl verilir?
Arkada bırakılan yıkılmış hayatlar ve kırık kalplerin ahı bir çırpıda nasıl silinir. Korkuların eli kanlı bekçisi gecelerime kabus olup çökerken, ölmek,ölebilmek için verdiğim bu amansız mücadeleden galip geleceğim günü bekliyorum'' mu diyeceksin?

Şimdi Derin Derin al nefesini. Başla yeniden yürümeye. Ağır adımlar at. Ayağının altında ezmeye çalıştığın gerçekleri görmen kolay olur. Sonra kaldır başını bak Güneşe. Işıl Işıl,tıpkı gözlerin gibi. Her sabah sırtını döndüğün aynalara bak uzun uzun. Hani kaçıyordun ya eskiden. Şimdi inadına ''seni seviyorum'' de. Sarıl bazen kendine. İçindeki çocuğuda al parka git; balon al,şeker al ver eline. Bırak özgürce koşsun oynasın. Düşsün,dizleri kanasın. Tut elinden kaldır sevgiyle. Düşsede sev onu. Suçlama düştü diye. Yargılama. Sadece çok sev.

Hadi artık gülümse. Bırak geçmişi,kurtaramazsın. Kurtarılmayı bekleyen bir gelecek var önünde. Aç pencereni,girmek isteyen rüzgarı engelleme. Bir de gökyüzünü ve maviyi Unutma. Mavi umuttur. Umut ise,bu Dünyada var olma sebebimiz.
İDEA,,,,, dan GÖKKUŞAĞINI ARAYAN ADAMA HİTABEN ...

6 Ocak 2010 Çarşamba

GEMİLER KALKAR YÜREĞİMDEN GİZLİCE.....


Hayatımın Görünmeyen yüzüsün. Görünen yüzüne taşımaya gücüm yok. Cesaretim de.

İDEA,,,,,




Orhan Atasoy - Gemiler
Yükleyen MusicTimee. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

3 Ocak 2010 Pazar

CİVA DEVRİ


''Dervin aşkları'' diye söze başladı. Sözün dönüm noktasında döndü dolaştı vurgulamak için aylardır kıvrandığı kelimeyi getirdi dilinin ucuna bıraktı. Şimdi sırası diyordu. Şimdi sırası. Sıraladığı önceliklerini düşündü. Düşüncelerinden büyüyen,söz kümeleri oluştu dilinin ucunda. Kümeler asal,asal olmayan diye ikiye ayrıldı. Kesirler esirlere bölünür,suskunluklar doğar. Dönüşüm neydi? Evrim mi? Devrim mi?


Bir yıl daha ardından bağırıyordu bangır bangır. Oysa o bir türkü tutturmuş,gözlerini kapamış yürüyordu. Bir ara durdu. Zihni bulanıklığıyla sarsıldı. Sarsılmanın etkisinde mi,yoksa ağır yükünden mi bilmeksizin dizlerinin üzerine çöktü. Buraya kadar mıydı? Bitmiş miydi? Kaybettikleri geldi gözünün önüne,karanlığına bir mum yaktı. Acele ediyordu. Çünkü çocuklukğundan kalma korkuları vardı. KARANLIK.


''Devrin aşkları'' diye söze başlamıştı. Sözün dönüm noktasında döndü dolaştı vurgulamak için aylardır kıvrandığı kelimeyi getirdi dilinin ucuna bıraktı. Şimdi sırası diyordu şimdi sırası.


Korkudan büyüyen gözbebekleri,sözlerinin ehemmiyetini kaybetmekle karşı karşıya bıraktı. Bir seçim yapmalıydı. KORKULARI ve AŞKI arasında. Gizliden yazı tura attı. Ama her atışında tura yazı oluyor korkuları mıknatıs gibi çekiyordu. Bu çekim gücünün cesaretine sövüp kendi cesaretsizliğini içindeki fırtınara bulayıp toza toprağa gömüyordu.


''Devrin aşkları mı?'' diyerek kaldırdı bakışlarını. Bilinçsizlikle dudağının kenarına yükleği tebessümle devam etti. ''Devrin aşkları mı dedin? Aşkın devri mi olur? Ya da Devrimi? Ya Evrim? Dönüşe bilen ve bulunduğu kabın şeklini alan bir madde tanıyorum ben. CİVA.''


''Devrin aşkları'' diye söze başlamıştı. ''CİVA DEVRİ'' diyerek sözünü noktaladı.


CİVA DEVRİMİZ KUTLU OLSUN.


İDEA,,,,,