31 Temmuz 2009 Cuma

DAĞLARA,YOLLARA,ÇÖLLEREEE

Bir şeyi dilerken,ya da çağırırken çok dikkatli olmak gerektiğini son iki günde öğrendim.Bıraktım kendimi yürüsün kendime kendime.Yaşanacak yere kadar durmak,dinlenmek yok.Yarım kalmıştık.Şimdi bütün olmanın sınırındayız.Adı her ne ise sonuna kadar YAŞAYACAĞIM bu kez.Korkmadan,kaçmadan......

İstanbul,izmir derken,ben yine gidiyorum.Ama 1 hafta sonra 1 aylığına Türkiyedeyim.YAŞAMAK için.

İDEA,,,,,

Sevdan ile düştüm yaban ellere
Dalıp çıktım ateşlere küllere
Giyin demir çarık gel ardımsıra
Dağlara yollara çöllere
Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,
Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni
Kurban olam kalem tutan ellere
Dertli dertli nağme çalan tellere
Yanık yanık türkü diyen dillere
Dağlara yollara çöllere
Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,
Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni
..Volkan KONAK..

27 Temmuz 2009 Pazartesi

DOST NEYDİ?

Sahi ''DOST'' ne demekti? Başını omzuna güvenle yaslayabilmek mi? Yoksa en mahrem sırlarını dökebildiğin bir deniz derya mı?
''DOST'' ne demekti? Seni sen olduğun için seven, yargılamayan, acını acısı bilen, sevincini sevinci. Yoksa sığındığın kuytuların mı?
''DOST''neydi? Neye benzerdi? Elle tutulur muydu? Dokunulur bişey miydi? Gözle görülür müydü?

Bir koridor kadar uzaklıktaki oda da bebekler kadar masum uyuyan biri var. Acaba DOST'un kelime ağırlığını sırtında taşıyan kişi ''O'' muydu? Bir de uzaklıklarına rağmen "YAKIN" olan. Olmaya çalışan bu aralar telaşının kırıntılarını bizlerede toplatan biri daha var. Peki ya ''O''? O' da DOST muydu?

DOST. Saklınızda gizlenen ayak izleriniz kadar sessiz ve bir o kadar çığırtkan yanınız. Benim susan ve çığıran yanım var. Dilerim sizlerinde böylesine yanlarınız olsun. Çünkü insan bir başka "GÜVENLE" uyanıyor sabahlara.

İDEA,,,,,

Ben sorarken,sorgularken aynı anda aynı gölgede soluklandığımız sevgili BED@RDEM sorularımın yanıtını bulabileceğim bir kapı gösterdi.Gittim tıkladım ve girdim içeri.O kapıdan girmek istiyorsanız yapmanız gereken BURAYA tıklamaktır.

26 Temmuz 2009 Pazar

Kayıt Bitti, Yapı Paydos... Ayrılın, Ayrılınnn....

Şişşştt, ben geldim... PANDORA'dayım. ''Ne alemdesin?'' diye sormayın zira kafalar kıyak, fikrimiz dağılmış, kısaca uçmuşuz uçmuş…. Gece güzel, muhabbet güzel, şarabın güzelliğini ise hiç tartışmayalım.

Sarhoşluktan oluşan sakarlık mı? Nasıl yani? Yok öyle bir şey. Kim görmüş? Üst komşunun uydurması her şey…. Kuru iftira, kuru….

Ahh Karoshi, ahhh… Sende olacaktın, ektin ya bizi alacağın olsun. Acısı çıkar elbet şöyle esintili bir terasta… Gözlerinin içi gülüyordu ya hani bu akşam, hala gülümsemekte gönlümüz. Seviyoruz seni yaa, seviyoruz…

Offff, harfler yer değiştirip duruyor, takip edemiyoruz. Oysa içtiğimiz 1.5 şişe şarap altı üstü. Hatta üstünü gördükte, altı hala kayıp….

Devrilmiş olan son kadehleri düzeltmeye gidiyoruz. Ters oldu bu sanırım. Neyse, hadi eyvallah….
Biz sahroş değilizzzz......

25 Temmuz 2009 Cumartesi

ISTANBUL DAAA

Istanbul,
Ac kucagini al beni kollarina.

Yollar benim,izler benim
Suruyup giden yillar benim
Kalan benim,giden  benim
Benden beni kim alabilir
Bana beni kim verebilir
Bir ben varim,
birde BEN varim
Otesi kimi ilgilendirir.

IDEA,,,,,



21 Temmuz 2009 Salı

USTU KALSIN

Ozguvenli bir cocuklugun golgesi dusmemisti avuclarina.Yarinlarina birakabilecegi ofke ve asilikten baska biseyi yoktu.Oysa golgeler Onun tarifsizligiydi.Bilinmez yaniydi.Cozulmezlik ayaklarina dolanip savursada ruzgarlara bedenini,ruhu asla teslim olmadi.Zor kelime anlaminin disindaydi onun hayatinda.Kolayin zit anlami degildi sadece.kolelerin alninda ki ter kadar gercekti. Gercekcilik.Hangi uzuvlarinda sakliyordu.Sarip sarmalamaksizin koseleri torpuluyor,dikenli yanlarini kanatincaya kadar ayikliyordu.Zararsiz,kendi halindelinin disinda dost bir mesale tutuyordu elinde.Karanliklari aydinlatmak degildi amaci.Biliyordu karanliklar karanlikti ve aydinlanamazdi.Bazen kagittan kuklalara benzetirdi hayati.#Sanki bilinmeyen bir el cani sikildikca kesip biciyor,yaraticiligini gelistirmeye calisiyordu.Ya yasanan acilar.Kesilen yanlarimiz.Bunlari dusunuyor muydu#Diye soylenip dururdu kendi kendine.

Kendi.Simdi kendi miydi.Yoksa zorunluluklar mi Onu bu hale getirmisti.Ozune donup baktigi zaman eline gelen tek gercegi neydi.Bilmiyordu.Uzun uzun dusunup yormuyordu kendini.Zira eskisi gibi degildi.Artik kolay yoruluyordu bedeni.

ZAMAN,neleri alip goturdun benden boyle he.Gotururken karsiliginda biseyler mi  kattin.Cocuklugumu alip goturdugun kesin.Karsiliginda guclu olmayi biraktiysan eger.Al git senin olsun.Bana  gulen cocuksu yanimi geri ver.birde vurdumduymazligimi vereyim.Yo yo Ustu kalsin.Hamamda yikanirsin.

IDEA,,,,,

19 Temmuz 2009 Pazar

MERHABA

Yogun ve hizli gecen bir haftanin ardina siganlari bir fotograf karesinde topla deseniz,inanin daginik kalir.Zaman demistiniz bana degil mi ZAMAN.Evet belki uyusukluk,belkide gercektende yaralarim geciyor bilmiyorum ama benden biseylerin ucup gittigi kesin.Bir vurdumduymazlik hakim vucuduma.Sinirlerim ve ofkem sanki bir el hareketiyle alinmis gibi.Firtinadan onceki sessizlik mi bu acaba diye korkular icerime icerime biriksede elimin tersiyle oteye birakiveriyorum.Bugunlerde herseyi birakiverdigim gibi bir kenari.Biliyorum birikmislik olarak bana geri donecekler.Bosver, simdilik boyle iyi.

Haftaya yeniden Turkiyedeyim.Yine bir haftaligina.Umarim herkesin keyfi yerindedir.Ha birde,Ben fotograflarla size birikiyorum.Soylemeden gecmeyeyim dedim.Ee simdi ben gideyim.sonra gorusmek dilegiyle.


14 Temmuz 2009 Salı

SONSUZLUK MU!!!

Duslere gebe kuslar geciyor uzerimden.ben tum yenilgilerimi kusanip kanat seslerinde ki alaylari bir bir denize savuruyorum.Her savurusum bana iki misli geri donsede ,iki kolumun varliginin farkina variyorum.Farkindaligim bir ise yaramali.Mesela sonunu getiremeyecegim yazilara hic baslanmamali.Eger baslaniyorsa bir sonu olmali.Sonsuz^luga meydan okumak boylesine kolay olamaz.Olmamali.

At kosturmak istiyorum diledigimce.Alan genis olmali.Sigdirabilir miyim bilemiyorum.Ama egersiz olmali AT.dustugum yerde kalmaliyim oylece hareketsiz.Basima toplanmali ahali.Ben sadece gulumseyerek bakmaliyim onlara, alay eder gibi.Bir de hayat gelmeli basima.Sorgulayan gozlerle bakmali bana.Hareketsizligimde dahi bir hareket cekebilmeliyim ona.Sonra gulumseyerek *merhaba* yi birakmaliyim sonsuzluga.

IDEA,,,,,

9 Temmuz 2009 Perşembe

Haftalardır kendi kendime yapmış olduğum eziyet sonunda midemde patladı.Bundan bir hafta öncesine kadar sorsalar,derdim ki;''kalp acısı gibi bir acı yok dünyada''Şimdi ise ''herşeyin başı sağlık''diyorum.Kalp acısı dinmesede gün gelir hafifler.Hayat öyle ya da böyle geçer gider.Şimdi güzel ve mutlu günler geçireceğime inandığım Fransaya gidiyorum.Biliyorum ki mutlu ve sağlıklı günler beni beklemekte.

Sağlıklı ve mutlu günlerin sizleri beklemesi dileğiyle.Arada elimden geldiğince ses vermeye çalışırım.

Hoşçakalın.

7 Temmuz 2009 Salı

KENDİNİ SEV


-''Zaman kaybı'' diye döküldü dudaklarından arkadaşının.
Durup düşündü kişi.Doğruydu.Daha ne kadar ZAMANI vardı ki!Böylesine düşüncesizce harcıyordu.Ne hakkı vardı buna.Hak hukuk meselesi değildi bu.GERÇEKleri görmeliydi.Gözünün bebeğine
-''SENİ SEVMİYOR ''O'' cümlesini yerleştiri verdi arkadaşı dil kıvraklığıyla.
Biliyordu.Kendini buna alıştırmıştı.Her fırsatta acımadan yüzüne vuruyordu bu gerçeği zaten.Ama içindeki ''SEVGİ'' Hala umudun peşini bırakmıyordu.
-''sizin hikaye kaç zamanlık?''diye sordu ansızın arkadaşı.
Kişi biran bocalasada cevapladı.
-''2 yıl dolacak 3. yıla girecektik.''
TİK mi?Biz ne zaman bu eki almıştık ki!Ya da BİZ diye bişey var mıydı?Diye düşünürken arkadaşı ekledi ;
-''Sizinde olmuş çok''.
Kişi durdu.''BİZ''olamamışken nasıl ''SİZ''olabilmişlerdi?Aynanın karşısına geçip gözünden yaş gelene kadar tokatlamak istedi kendini.Böylesi zavallı bir durum karşısında hala ''SEVGİ''yi savunmasını bünyesi kaldıramıyordu artık.Nefret etti o an kendinden ve herşeyden.Bu duygular içinde kıvranırken,arkadaşı;
-''KENDİNİ SEV.'' diyerek geceye mühürü vurdu.


İDEA,,,,,

5 Temmuz 2009 Pazar

O YASMİN LEVY





Gölge,güneş
Soğuk,sıcak
Ensemde rüzgarın eli
Nereye gitmeli
Daha ne kadar uzağa.
İDEA,,,,,

3 Temmuz 2009 Cuma

DÖRT ELEMENT


Kayıp listesine eklenen her bir kişide bir beden büyüyor musun?Hani şu çocukluğumuzda pantalonumuz bileğimize vurunca''sen büyüyorsun''lu sözler sıvazlardı ya sırtımızı.Sahi büyümek pantalonun boyunda mı saklıydı?Eğer öyleyse ben BÜYÜDÜM.Elbiselerim dar,pantalonlarım kısa.Sığamıyorum.Dünya bile tam oturmuyor artık üzerime.

Kökler.Kökleri bilir misiniz?Sabitlik desem.Bir adım öteye gidememek desem.Birde sorsam desem ki;''Kaçımızın kökleri var?Kaçımız köksüzüz?''Bir çoğumuz ,ki buna bende dahilim.Köksüz olduğunu iddaa eder.Oysa öylesine köklüyüzdür ki,inkar bile edilemeyecek kadar.
Gökyüzü.Gökyüzünü sevmiyenimiz var mı?Güneş desem,ay desem,yıldızlar desem.Peki ya kaçımız gezegenleri görebiliyoruz?Hep bir ağızdan ''HİÇBİRİMİZ'' diye cevaplayalım mı?Cevaplamayalım.Belki görenemiz vardır aramızda.

Deniz.Dalgaların kucağına kendini teslim etmeyenimiz?O da yok gibi birşey değil mi?Peki kaçımız gerçekten boğulmayı başarabildik?Cevap yok değil mi?Soluksuz kalabilmek o kadar da kolay değilmiş demek.

Ateş.Vücudunda yanık izleri olmayan var mı?Zannetmiyorum.''Benim yok.Benim yok.''diye itiraz edenlere''Yüreğini açta bir bak''derim hiç çekinmeden.

Toprak,Hava,su,Ateş.Dört element.Diyorlar ki;''Kainat bu dört elementin harmanlanışının bir ürünüdür.''Öyleyse bizlerde küçük birer kainatız.Topraksa toprak.Hava ise hava.Su ise su.Ateş ise ateş.İşte bakın Dünya dar geldi biran üzerime.N'oldu?Dünyayı kendime mal ettim.Oysa kendimi dünya ya mal etsem,üzerime oturmayı bırakın BOL bile gelir.

Baktığımız,bakıp gördüğümüz.Anladığımız,anlam kattığımız kadar varız.
Aaa evet birde MUTLULUK vardı değil mi?Geçip aynanın karşısına sözlerimizle kendimizi tokatlayalım.İşte Mutluluk.''Tokatlayacak sözüm yok''diyenlere ise;''Mutluluk denizlerin dibindeki istiridye'nin içinde saklı değil.Mutluluk senin içinde saklıdır''lı bir cümle ile teselli edilebilir.
Benden bu kadar.Ama buraya kadar değil.Sadece bu kadar.
Çoğaldıkça azalmalarımda buluşmak dileğiyle.

İDEA,,,,,

2 Temmuz 2009 Perşembe

2 TEMMUZ 1993 SİVAS

Güneşi inkar eden gözler,ne diye yıldızların peşine düşerler.Bilmezler mi ki her bir yıldız küçük bir Güneştir geceyi aydınlatan.

İDEA,,,,,