14 Kasım 2009 Cumartesi

..SONLULUK..


Özlemek miydi bunun adı. Bilmiyordu. Sadece düşün ötesine geçebilmek ve orada yaşam döngüsünü başa sarmak istiyordu. En başa. Değiştirebilecek miydi yazgısını Dünyanın. Yoksa değişecek olan kendisi mi olacaktı. Sorular bir düzüne. Hatta cevaplar düzinesiz. Düzensiz değil ama bak düzinesiz.


Fısıltı geldi durdu bugün kulaklarımda. ''Neden geldin''ler geldi dilime. Ama söyleyemedim. Söyleyemediğim birçok söz gibi yuttum. Avazın çıktığı kadar bağıramamak,yumruğunu sıkıp havaya kaldıramamak. İşte insan bedeni ve ruhu böylesi tezat düşmüştür yüzyıllardır birbirine. Tezatlığımla kolkola giren kontürolsüzlüğüme bir de yorgunluğum eklenince çalgısız çulgusuz düğün yeri havası esiyor beynimde. Çalmadan oynuyor düşüncelerim.


''Git'' derken buluyorum bazı zamanlar kendimi kendime. sonra sorular çınlıyor kulaklarımda ''nereye'' diye. İnsanın gidecek yerinin olmayışı ne kötü. ''Sıkıldım Dünya senden'' diyorum. Yüzüne haykırıyorum,banamısın demiyor. Dönüyor dönüyor dönüyor.


Acının bir sonu var mı merak ediyorum. Hani denir ya son bile sozsuzdur aslında. Yalan bunu kimse söylemez şimdi ben uydurdum.


Farkında mısın zaman daralıyor gitgide. Sanki bir kapana kapanmış gibiyiz hepimiz. Kaçacak delik arıyor ruhlarımız. Delik yok. Kara deliğin dışında. İşte bak orası muamma. Muamma ve musalla. Birbirine ne kadar yakın iki kelime. Oysa biri ölümü biri bilinmezi ifade eder. Ölümde bir bilinmezlik değil midir kendi içinde. Dışında da öyledir aslında. Görmek için bakabilmek lazım. Bakabilmek kadar baktığın yerde önemlidir.


Ne amaçsız zamansız bir yazı oldun sen yine. Ama iyi ki oldun. İçimde kaynayan bir kazan var. Korkuyorum birgün taşıp engelleri aşıp haddi olmayan yerlere varacak diye.


İDEA,,,,, dan sonluluğa öfke.


4 yorum:

  1. Sayın ÜSTAD'ım,
    "Ne amaçsız zamansız bir yazı oldun sen yine" diyorsunuz. Yazıların zamanı yoktur, olduğu an zaten değerini yitirir. Yürek zamanı tanımaz, eseceği an zaman kavramını unutur eser de eser. Lütfen engel olmayın o yüreğe, o sese, ve o yazıya, bırakın estiği kadar essin, yazdığı kadar yazsın, avazı çıktığı kadar da bağırsın.
    Unutmayın, her engel yeni bir mevzide hücum taktiği yaratır.
    Çok ara veriyorsunuz, sevildiğiniz kadar, özlemle, çok şeyler öğreten yazılarınızın takip edildiğini de bilerek zamanı uzatmayın. Arada bir hiç değilse başınızı şöyle bir uzatarak "huuuu ben geldim dostlar" demeni bekler olacağız.
    Sağlıkla ve huzurla örülü bir hafta sonu diliyorum. Ve sizde kendinize iyi bakın.
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  2. O kazan mutlaka bir gün taşıyor İdea'cım..İyimi kötümü bilemiyorum.."İnsanın gidecek yerinin olmayışı ne kötü."Gerçekten çok kötü..Başkalarının özgürlükleri için kendi özgürlüğünü feda etmek zorunda kalıyosun ..Dünyanın yazgısından geçtim ben..keşke kendi yazgılarımızı değiştirebilsek..Dünya da bir parça değişmiş olur o zaman dimi..

    YanıtlaSil
  3. ideam gidecek yerinin olmaması kötü, ama gidemiyecek olmak daha da kötü
    kapan mı dedin? delik mi dedin? hah ben de tam o kapanın içindeyim..
    gitsem gidemem kalsam kalamam neydüğü belirsiz bi haldeyim

    YanıtlaSil