18 Şubat 2011 Cuma

,

Kocaman bir kaldıraç verin bana. Yüreğimi yerinden söküp atmak ve bu ağırlıktan sonsuza kadar kurtulmak istiyorum.

10 Şubat 2011 Perşembe

KELİMELER,,,,, BOŞLUKLAR ve HAYAT.


Kendi kelimeleriyle çıkmaya çalıştığı ağaçtan bir elma koparmak istedi. Ama kelimeleri ona oyun oynayıp bir basamağını boş bırakmıştı. Adımını boşluğa attığı an anladı, kelimelerin de en az hayat kadar tehlikeli olabileceğini.


İDEA,,,,,

3 Şubat 2011 Perşembe

ZAMANIN HAKKINI YEDİM. HAZIMSIZLIK YAPMADI.

Zamanın kurnazlığından çaldığım bir kaç gündü. Görünen yüzü böyle. Ama görünmeyeni görünür kılmak ne zor. Belkide zor olan görünenin ardında saklı kalmaktır. ''Saklı kalmak'', kelime anlamları yüklenesi bir bütün gibi karşımda duruyor olsa da ben *bütün* olamamanın sancılarını yollara bıraktığım ayak izlerime gizledim.

Bak gördün mü? Yine kopukluk yine manasızlık. Aslında ''ANLAŞILMAK'' istemeyişimin kılıflarını kendi ellerimle dikiyor oluşumdan olsa gerek parmaklarım delik deşik. Yo yo kanamadı. Sadece derin izler bıraktı. Denizin dibini boylayası fikirlerimle birlikte parmak uçlarımı da bırakırsam,geçip gider. Sonralar bırakır yağmurla avucuma. Yabancılaştığım aksimle yüzleşip yüzsüzlüğümü alıp hayata devam ederim.
İDEA,,,,,